Dünyadaki en güzel pizzayı yiyebileceğiniz şehirdir Napoli. Kuzey ve orta İtalya'dan farklı olarak parksız, tıka basa binalarla dolu, İtalya'nın güneyinin zamanında Grek kültürünün etkisi altında olduğunu ispatlarcasına İtalyandan ziyade büyük Yunan şehirlerini andıran Napoli. 2011 yılındaki ilk ziyaretim sonrası 2017'de bir kez daha 2 geceliğine ziyaret etme şansım oldu.
Ulaşım:
Napoli'ye THY'nin tarifeli seferleriyle ulaşabilirsiniz. Her gün İstanbul'dan uçuş var. Havaalanından taksiyle şehir merkezine ulaşım fiyatı sabit 25 €'ymuş. Taksimetre daha az yazıyor ama nedense... Trenle Napoli'ye geldiyseniz trenden indiğiniz meydanın adı Piazza Guiseppe Garibaldi. Buradan metroyla istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Tek binişlik metro kartı 1.10 €.
Konaklama:
Napoli şehir merkezini gezerken kendinizi İstanbul Aksaray'da geziyor gibi hissedebilirsiniz. Şehrin bakımsız ve üzeri graftilerle dolu binaları şehrin ekonomik durumunun da göstergesi aslında. Koca İtalya'da belki de gelir dağılımında en çok uçurum olan şehir Napoli olabilir. Doğru düzgün yeşil alanlar yok, trafik tam bir keşmekeş, binalar içiçe... Biz konaklama için "B&Be" otelini tercih ettik. Otel dediğimize bakmayın, bir binanın tadilattan geçirilip içinde tuvalet ve banyo bulundurulan iki odalı otele dönüştürülmüş hali burası. Ancak geniş tavanlı, ferah, temiz ve bakımlı bir oteldi. Fiyatları da 3 kişilik oda için gecelik 50 € civarıydı booking.com'da.
Yeme İçme:
İşte Napoli'yi ziyaret etmek için en önemli sebep! Pizzanın ana vatanı olan Napoli tam bir yemek cenneti. Dünyaya pizzayı tanıtan bu şehirde yediğiniz pizzaları başka bir yerde bulamazsınız. Size en beğendiklerimi sıralayayım müsaadenizle.
Di Matteo: İşte gerek lezzeti gerekse de fiyat performans oranıyla en başarılı mekan burası. 4 €'luk Margaritha Pizzası enfes. 5 € ödeyeceğiniz Buffalo peynirli Margaritha Pizzasıysa dillere destan. Mekan pazar günleri kapalı diğer günlerse öğlen ve akşam saatlerinde açık. Kapıda sıra beklemeye de hazır olun çünkü talep çok yüksek. Yemekten sonra öyle çok oturulacak bir mekan da değil çünkü sırada bekleyen çok kişi var aşağıda. Mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir pizzacı.
Pizzeria Le Sorello Bandiera: Burasının fiyatları Di Matteo'dan daha yüksek ama pazar günleri de açık bir mekan burası. Pizzaları yine gayet lezzetli.
Bu ikisi dışında Da Michele de çok övülen bir pizzacı ama pek merkezi olmadığından gitme şansım olmadı hiç. Siz yine de yolunuz düşerse bi ziyaret edin. Ayrıca Gino Sorbillo'nun pizzaları da çok övülüyor, aklınızda olsun.
Sartu: Burası pizzacı değil, daha çok geleneksel ve modern yemekleriyle Michelin yıldızı alamasa da Michelin Guide'ına girmiş küçük bir restoran. Mutlaka rezervasyon yaptırarak gidin; biz rezervasyon yaptırdığımız saatten yarım saat erken gitmiştik mutfak müsait değildi. Porsiyonlar çok küçük, İngilizce menüleri yok, ben yediğim yemekleri hiç beğenmedim ama masaya gelen kimi et yemeklerini arkadaşlarım beğendi. Bütçenizi zorlayıp farklı şeyler denemek istiyorsanız gidin sadece, yoksa hiç gerek yok.
Toto Eduardo E: Çok kendi halinde bir restoran burası. Kaldığımız otele yakın olduğu için otel sahibinin tavsiyesiyle gittik. Yine İngilizce menüleri yok, al dante makarnaları fena değil, pizzası idare eder. Fiyatlar da orta karar, ne ucuz ne çok pahalı.
Gezilecek Yerler:
Via Toledo:
Napoli'nin en işlek caddelerinden biri burası. Etrafta bir çok markanın mağazaları yer alıyor. Bir kısmı trafiğe kapalı, alışveriş yapmak isteyenler için bir çok seçenek var.
Via Benedetto Croce ve Via dei Tribunali:
Bu iki trafiğe kapalı cadde turistlerin en çok rağbet ettikleri yerler. Yukarıda bahsettiğim Di Matteo'yla Sorbillo burda. Ayrıca bolca kafe ve restoran da bu dar, haftasonları aşırı kalabalık sokaklarda yer alıyor.
Sotterranea:
Napoli'de gezmekten en çok keyif aldığım yer bu yeraltı dehlizleri oldu. Binlerce yıl öncesinde burada yaşayanların kazdığı bu yeraltındaki dehlizleri gezmek için uygun saatlerde düzenlenen turlara katılmanız gerekiyor. Tur saatinde kapıda yer alırsanız (giriştekilerin çoğu İtalyanca tur için bekliyor, yandan geçip İngilizce turu sorarsanız boşuna sıra beklememiş olursunuz) 10 €'luk biletlerle yaklaşık 1.30 saat Napoli'nin altında dolaşma şansınız olur.
Museo Archeologico Nazionale - Ulusal Arkeoloji Müzesi:
Sabah 9'dan akşam 7.30'a kadar açık olan bu müze tarihe ilgisi olanlar için ideal. İçeride ayrıca 18 yaş üzerindeki ziyaretçilere açık olan kısımda yıllarca gözlerden uzakta tutulmuş erotik sanat eserleri, cinsel ilişki tasvirleri ve fallik objelerden oluşan bir koleksiyon da görülebilir. Müzenin bu kısmı çok tartışmalı olduğundan değişik dönemlerde kapatılıp sonra yeni bir tartışma sonrası yeniden açılabiliyor. Son durumu internetten araştırabilirsiniz.
Pompei:
Napoli'ye gelip de Pompei'yi gezmemek olmaz. 12 €'luk biletlerle ziyaret edilen Pompei'ye biz araç kiralayıp gittik. Pompei'yi tam olarak gezmek için en az 3 - 4 saate ihtiyacınız olduğunu unutmayın. En hızlı tur 2 saati geçer. Stadyumu (zamanında Pink Floyd'un seyircisiz Live in Pompei konserini verdiği yer), hala duvar resimleri duran genelevi, sokakları ve meydanlarıyla bu MS 79 yılında Vezüv'ün patlaması sonucu lavlar altında kalan şehrin yakınlarında yine benzer Herculaneum da yer alıyor. Pompei'den biraz daha küçük bu şehir de yine lavlar altında kalıp sonrasında keşfedilmiş.
Amalfi:
Aslında Amalfi tek başına gezilmeyi hakeden bir yer lakin biz arabayla Salerno'dan Positano'ya kadar kıyı şeridini geçerken uğrayabildik Amalfi'ye. Bahsettiğim yolda araç sürmek tam bir adrenalin patlaması yaratıyor. Benim gibi yükseklik korkunuz varsa işiniz biraz zorlaşıyor haberiniz olsun. 2 şeritli (bir gidiş bir geliş) bol virajlı yolda sürekli ayağınız frende olmalı. Dik yamaçlara kurulmuş Ravello, Amalfi ve Positano rengarenk ve birbirinden güzel evleriyle özellikle yazları çok ilgi çeken yerler. Sahilleri, restoranları ve sokaklarıyla sırf burada (özellikle Positano'da) tatil yapmak için buraya gelinir.
Capri:
Yazın bir bot turuyla ziyaret etme şansı buldum Capri'yi. Çocukken dilimize pelesenk olan Kapri San reklam cıngılında bahsedilen Kapri burası işte. Avrupa jet sosyetesinin evlerinin (ev dediğime bakmayın, çoğu lüks malikane) bulunduğu bu adadaki oteller de üst gelir grubuna hitab edecek şekilde.
Fotoğraf Listesi:
1- Pompei Stadyumu. Pink Floyd'un Live in Pompei çekimleri bu stadyumda yapılmış. Aynı stadyumda 2016 yılında grubun solisti ve gitaristi David Gilmour solo bir konser de vermiş. Stadyumun altında Pink Floyd konseriyle ilgili bir sergi yer alıyor.
2- İşte günümüz Napoli'si böyle bir yer. Binadan binaya asılmış çamaşırlar, daracık sokaklar, tıka basa binalar... Bu yerleşim ilk başta son yıllarda tarihe önem vermemek nedeniyle şehirleşmenin sorunlu olması gibi duruyor ama biraz incelenince bundan 500 sene Roma kalıntıları üzerine binalar yapıldığı anlaşılıyor. Yani İtalya'nın kuzeyinden farklı olarak bu bölgede şehirleşme hep sorunluymuş.
3- Karşılaştırma yapmak için 1900 sene önce lavlar altına gömülen Pompei sokakları.
4- Pompei cinselliğin sınırsızca yaşandığı bir şehir olarak bilinir hep. Vezüv'ün patlayıp Pompei'yi lavlar altında bırakması da Tanrıların bu sınırsızlığı cezalandırması olarak sunulmuştur. İşte bu fotoğraflardakiler de Allah'ın taş ettiği günahkarlar gibi görünse de aslında lavların arasındaki boşluklara beton dökülerek elde edilen heykeller. Kısaca anlatacak olursak insanların kaçmasına fırsat vermeyecek şekilde şehri metrelerce lav ve külle kaplayan patlama sonucu lavlar arasında kalan insanların bedenleri zaman içinde çürüyüp yok oluyor. Kazılar sırasında lavlar arasında boşluklar görününce bu boşluklar kalıp olarak kullanılıp içine birnevi beton bökülüyor ve ortaya bu heykeller çıkıyor. Neredeyse 2000 yıl önceden gelmiş taşlaşmış insan görünümlü heykeller...
5- Deniz kenarındaki Pompei cinselliğin sınırsızca yaşandığı bir şehirdi demiştik az yukarıda. İşte bazı duvarlarda görülen bu oklar şehre gelmiş denizciler için duvarlara işlenmiş. Her milletten denizci erkekler aylarca karaya ayak basmadan yolculuk yaptıktan sonra karaya yanaşınca hemen geneleve gitme derdine düşüyorlarmış. Hem dil bilmeyenler kolayca yolunu bulsun hem de şehrin namuslu insanlarıyla yüz göz olmasınlar diye limandan geneleve kadar bu oklar yolu gösteriyormuş.
6- Pekii, denizciler geneleve geldi. Derdini nasıl anlatacak? Kim bilir hangi milletten bu denizci; canı sarışın mı ister, esmer mi ister? Genç mi ister olgun mu, yoksa o dönem normal karşılanan çocuk mu? Kız mı oğlan mı? Hadi onu seçti peki hangi pozisyonda istiyor? İşte 'hizmette sınır yoktur' prensibiyle hareket eden müessese bu dertlere de derman olmak için duvarlara resimler çizmiş, işletmeyi ziyaret eden müşteriler de bu resimlerden ne istediklerini kolayca işletmeciye gösterebilmişler.
7- Napoli'de yer altına oyulan dehlizler önceleri güvenli sığınak olarak kullanılmış. Yeryüzüne çıkarılan taşlarla da şehirdeki binalar inşa edilmiş. İşte taşlar resimde gösterilen asansör benzeri vinçle taşınmış yukarılara. Bu dehlizler Roma döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için de kullanılmış.
8- İşte Amalfi kıyıları. Amalfi'de otopark bulmak büyük sıkıntı. Biz Kasım ayında dahi çok zorlandık, yazın düşünemiyorum sahildeki trafiği.
9- Vee Amalfi'den çıkıp devam ederken dolunay dağların arkasından yüzünü göstermeye başlıyor.
Önerilen Sayfalar:
- Torino'da Bir Haftasonu
- Bologna'da Porticolar Altında Bir Gezi
- Floransa
- Çarşılı Köprüler - Irgandı, Rialto ve Vecchio
- Venedik'te Bir Gün
- Günübirlik Milano
- Pisa
- Siena, San Gimignano ve Palio Yarışı
- Roma'nın Mimari Şaheserleri
Ulaşım:
Napoli'ye THY'nin tarifeli seferleriyle ulaşabilirsiniz. Her gün İstanbul'dan uçuş var. Havaalanından taksiyle şehir merkezine ulaşım fiyatı sabit 25 €'ymuş. Taksimetre daha az yazıyor ama nedense... Trenle Napoli'ye geldiyseniz trenden indiğiniz meydanın adı Piazza Guiseppe Garibaldi. Buradan metroyla istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Tek binişlik metro kartı 1.10 €.
Konaklama:
Napoli şehir merkezini gezerken kendinizi İstanbul Aksaray'da geziyor gibi hissedebilirsiniz. Şehrin bakımsız ve üzeri graftilerle dolu binaları şehrin ekonomik durumunun da göstergesi aslında. Koca İtalya'da belki de gelir dağılımında en çok uçurum olan şehir Napoli olabilir. Doğru düzgün yeşil alanlar yok, trafik tam bir keşmekeş, binalar içiçe... Biz konaklama için "B&Be" otelini tercih ettik. Otel dediğimize bakmayın, bir binanın tadilattan geçirilip içinde tuvalet ve banyo bulundurulan iki odalı otele dönüştürülmüş hali burası. Ancak geniş tavanlı, ferah, temiz ve bakımlı bir oteldi. Fiyatları da 3 kişilik oda için gecelik 50 € civarıydı booking.com'da.
Yeme İçme:
İşte Napoli'yi ziyaret etmek için en önemli sebep! Pizzanın ana vatanı olan Napoli tam bir yemek cenneti. Dünyaya pizzayı tanıtan bu şehirde yediğiniz pizzaları başka bir yerde bulamazsınız. Size en beğendiklerimi sıralayayım müsaadenizle.
Di Matteo: İşte gerek lezzeti gerekse de fiyat performans oranıyla en başarılı mekan burası. 4 €'luk Margaritha Pizzası enfes. 5 € ödeyeceğiniz Buffalo peynirli Margaritha Pizzasıysa dillere destan. Mekan pazar günleri kapalı diğer günlerse öğlen ve akşam saatlerinde açık. Kapıda sıra beklemeye de hazır olun çünkü talep çok yüksek. Yemekten sonra öyle çok oturulacak bir mekan da değil çünkü sırada bekleyen çok kişi var aşağıda. Mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir pizzacı.
Pizzeria Le Sorello Bandiera: Burasının fiyatları Di Matteo'dan daha yüksek ama pazar günleri de açık bir mekan burası. Pizzaları yine gayet lezzetli.
Bu ikisi dışında Da Michele de çok övülen bir pizzacı ama pek merkezi olmadığından gitme şansım olmadı hiç. Siz yine de yolunuz düşerse bi ziyaret edin. Ayrıca Gino Sorbillo'nun pizzaları da çok övülüyor, aklınızda olsun.
Sartu: Burası pizzacı değil, daha çok geleneksel ve modern yemekleriyle Michelin yıldızı alamasa da Michelin Guide'ına girmiş küçük bir restoran. Mutlaka rezervasyon yaptırarak gidin; biz rezervasyon yaptırdığımız saatten yarım saat erken gitmiştik mutfak müsait değildi. Porsiyonlar çok küçük, İngilizce menüleri yok, ben yediğim yemekleri hiç beğenmedim ama masaya gelen kimi et yemeklerini arkadaşlarım beğendi. Bütçenizi zorlayıp farklı şeyler denemek istiyorsanız gidin sadece, yoksa hiç gerek yok.
Toto Eduardo E: Çok kendi halinde bir restoran burası. Kaldığımız otele yakın olduğu için otel sahibinin tavsiyesiyle gittik. Yine İngilizce menüleri yok, al dante makarnaları fena değil, pizzası idare eder. Fiyatlar da orta karar, ne ucuz ne çok pahalı.
Gezilecek Yerler:
Via Toledo:
Napoli'nin en işlek caddelerinden biri burası. Etrafta bir çok markanın mağazaları yer alıyor. Bir kısmı trafiğe kapalı, alışveriş yapmak isteyenler için bir çok seçenek var.
Via Benedetto Croce ve Via dei Tribunali:
Bu iki trafiğe kapalı cadde turistlerin en çok rağbet ettikleri yerler. Yukarıda bahsettiğim Di Matteo'yla Sorbillo burda. Ayrıca bolca kafe ve restoran da bu dar, haftasonları aşırı kalabalık sokaklarda yer alıyor.
Sotterranea:
Napoli'de gezmekten en çok keyif aldığım yer bu yeraltı dehlizleri oldu. Binlerce yıl öncesinde burada yaşayanların kazdığı bu yeraltındaki dehlizleri gezmek için uygun saatlerde düzenlenen turlara katılmanız gerekiyor. Tur saatinde kapıda yer alırsanız (giriştekilerin çoğu İtalyanca tur için bekliyor, yandan geçip İngilizce turu sorarsanız boşuna sıra beklememiş olursunuz) 10 €'luk biletlerle yaklaşık 1.30 saat Napoli'nin altında dolaşma şansınız olur.
Museo Archeologico Nazionale - Ulusal Arkeoloji Müzesi:
Sabah 9'dan akşam 7.30'a kadar açık olan bu müze tarihe ilgisi olanlar için ideal. İçeride ayrıca 18 yaş üzerindeki ziyaretçilere açık olan kısımda yıllarca gözlerden uzakta tutulmuş erotik sanat eserleri, cinsel ilişki tasvirleri ve fallik objelerden oluşan bir koleksiyon da görülebilir. Müzenin bu kısmı çok tartışmalı olduğundan değişik dönemlerde kapatılıp sonra yeni bir tartışma sonrası yeniden açılabiliyor. Son durumu internetten araştırabilirsiniz.
Pompei:
Napoli'ye gelip de Pompei'yi gezmemek olmaz. 12 €'luk biletlerle ziyaret edilen Pompei'ye biz araç kiralayıp gittik. Pompei'yi tam olarak gezmek için en az 3 - 4 saate ihtiyacınız olduğunu unutmayın. En hızlı tur 2 saati geçer. Stadyumu (zamanında Pink Floyd'un seyircisiz Live in Pompei konserini verdiği yer), hala duvar resimleri duran genelevi, sokakları ve meydanlarıyla bu MS 79 yılında Vezüv'ün patlaması sonucu lavlar altında kalan şehrin yakınlarında yine benzer Herculaneum da yer alıyor. Pompei'den biraz daha küçük bu şehir de yine lavlar altında kalıp sonrasında keşfedilmiş.
Amalfi:
Aslında Amalfi tek başına gezilmeyi hakeden bir yer lakin biz arabayla Salerno'dan Positano'ya kadar kıyı şeridini geçerken uğrayabildik Amalfi'ye. Bahsettiğim yolda araç sürmek tam bir adrenalin patlaması yaratıyor. Benim gibi yükseklik korkunuz varsa işiniz biraz zorlaşıyor haberiniz olsun. 2 şeritli (bir gidiş bir geliş) bol virajlı yolda sürekli ayağınız frende olmalı. Dik yamaçlara kurulmuş Ravello, Amalfi ve Positano rengarenk ve birbirinden güzel evleriyle özellikle yazları çok ilgi çeken yerler. Sahilleri, restoranları ve sokaklarıyla sırf burada (özellikle Positano'da) tatil yapmak için buraya gelinir.
Capri:
Yazın bir bot turuyla ziyaret etme şansı buldum Capri'yi. Çocukken dilimize pelesenk olan Kapri San reklam cıngılında bahsedilen Kapri burası işte. Avrupa jet sosyetesinin evlerinin (ev dediğime bakmayın, çoğu lüks malikane) bulunduğu bu adadaki oteller de üst gelir grubuna hitab edecek şekilde.
Fotoğraf Listesi:
1- Pompei Stadyumu. Pink Floyd'un Live in Pompei çekimleri bu stadyumda yapılmış. Aynı stadyumda 2016 yılında grubun solisti ve gitaristi David Gilmour solo bir konser de vermiş. Stadyumun altında Pink Floyd konseriyle ilgili bir sergi yer alıyor.
2- İşte günümüz Napoli'si böyle bir yer. Binadan binaya asılmış çamaşırlar, daracık sokaklar, tıka basa binalar... Bu yerleşim ilk başta son yıllarda tarihe önem vermemek nedeniyle şehirleşmenin sorunlu olması gibi duruyor ama biraz incelenince bundan 500 sene Roma kalıntıları üzerine binalar yapıldığı anlaşılıyor. Yani İtalya'nın kuzeyinden farklı olarak bu bölgede şehirleşme hep sorunluymuş.
3- Karşılaştırma yapmak için 1900 sene önce lavlar altına gömülen Pompei sokakları.
4- Pompei cinselliğin sınırsızca yaşandığı bir şehir olarak bilinir hep. Vezüv'ün patlayıp Pompei'yi lavlar altında bırakması da Tanrıların bu sınırsızlığı cezalandırması olarak sunulmuştur. İşte bu fotoğraflardakiler de Allah'ın taş ettiği günahkarlar gibi görünse de aslında lavların arasındaki boşluklara beton dökülerek elde edilen heykeller. Kısaca anlatacak olursak insanların kaçmasına fırsat vermeyecek şekilde şehri metrelerce lav ve külle kaplayan patlama sonucu lavlar arasında kalan insanların bedenleri zaman içinde çürüyüp yok oluyor. Kazılar sırasında lavlar arasında boşluklar görününce bu boşluklar kalıp olarak kullanılıp içine birnevi beton bökülüyor ve ortaya bu heykeller çıkıyor. Neredeyse 2000 yıl önceden gelmiş taşlaşmış insan görünümlü heykeller...
5- Deniz kenarındaki Pompei cinselliğin sınırsızca yaşandığı bir şehirdi demiştik az yukarıda. İşte bazı duvarlarda görülen bu oklar şehre gelmiş denizciler için duvarlara işlenmiş. Her milletten denizci erkekler aylarca karaya ayak basmadan yolculuk yaptıktan sonra karaya yanaşınca hemen geneleve gitme derdine düşüyorlarmış. Hem dil bilmeyenler kolayca yolunu bulsun hem de şehrin namuslu insanlarıyla yüz göz olmasınlar diye limandan geneleve kadar bu oklar yolu gösteriyormuş.
6- Pekii, denizciler geneleve geldi. Derdini nasıl anlatacak? Kim bilir hangi milletten bu denizci; canı sarışın mı ister, esmer mi ister? Genç mi ister olgun mu, yoksa o dönem normal karşılanan çocuk mu? Kız mı oğlan mı? Hadi onu seçti peki hangi pozisyonda istiyor? İşte 'hizmette sınır yoktur' prensibiyle hareket eden müessese bu dertlere de derman olmak için duvarlara resimler çizmiş, işletmeyi ziyaret eden müşteriler de bu resimlerden ne istediklerini kolayca işletmeciye gösterebilmişler.
7- Napoli'de yer altına oyulan dehlizler önceleri güvenli sığınak olarak kullanılmış. Yeryüzüne çıkarılan taşlarla da şehirdeki binalar inşa edilmiş. İşte taşlar resimde gösterilen asansör benzeri vinçle taşınmış yukarılara. Bu dehlizler Roma döneminde şehrin su ihtiyacını karşılamak için de kullanılmış.
8- İşte Amalfi kıyıları. Amalfi'de otopark bulmak büyük sıkıntı. Biz Kasım ayında dahi çok zorlandık, yazın düşünemiyorum sahildeki trafiği.
9- Vee Amalfi'den çıkıp devam ederken dolunay dağların arkasından yüzünü göstermeye başlıyor.
Önerilen Sayfalar:
- Torino'da Bir Haftasonu
- Bologna'da Porticolar Altında Bir Gezi
- Floransa
- Çarşılı Köprüler - Irgandı, Rialto ve Vecchio
- Venedik'te Bir Gün
- Günübirlik Milano
- Pisa
- Siena, San Gimignano ve Palio Yarışı
- Roma'nın Mimari Şaheserleri