Viyana Havalimanı'na inmemle sonbaharı yaşayan bir şehre geldiğim tescillendi. İstanbul'dan 10 derece soğuk, bulutlu bir sonbahar havasıyla karşıladı Viyana beni 2012 Eylül sonunda. Pasaport kontrolünü geçince ilk işim bilet makinasından 33€'ya havaalanı gidiş dönüş ve 72 saatlik metro biletimi almak oldu. Makina benim kredi kartımı kabul etmedi. 50 ve 100€ da kabul etmiyor yanınızda 10-20€'luk bulundurmak avantajınıza olur yoksa benim gibi döviz büfesindeki kıza şirinlik yapmak zorunda kalırsınız.
CAT (Havaalanı - şehir merkezi arasında çalışan hızlı tren), havaalanından yarım saatte bir 5 ve 35 geçe hareket ediyor ve durmadan Landstrasse'deki son durağa ulaşıyor. Dönüş de buradan 8 ve 38 geçelerde kalkıyor 16 dakikalık yolculuk için. Bu arada havaalanı - şehir merkezi arasında normal tren seferi de varmış ve fiyatı çok daha ucuzmuş. İnişte metrodan metroya atlaya atlaya hostelimi (Happy Hostel) buldum. 3 gece tek kişilik konaklamaya 105 € ödediğim hostelim merkeze çok da uzak değil ayrıca interneti iyi çalışıyor.

Tabii tabii! Öyle yorgunum ki 10 saat sonra zorla açıyorum gözlerimi. Hemen kendime gelip yola koyulmazsam bugünü kaçıracağım. Kahvaltı yapmak için dün belirlediğim Cafe Merkur'e gidiyorum. Hollanigasse üzerindeki bu ucuz mekanda yumurtamı yiyip yanında meyve suyumu üstüne de melange kahvemi 7,5€'ya içip yakınlardaki metroyla Karlsplatz'a geçiyorum. Minare benzeri kuleleri, ellerinde haçlarıyla melek heykelleri ve diğer hoş süslemeleriyle Karlskirche kilisesini görüp Naschmarkt'a geçiyorum. Güzel bi açık pazar burası. Abur cubur satan yerleri de var hoş cafe ve restoranları da. Yarın cumartesi ve yandaki bit pazarı için yeniden gelmek lazım. Ardından güzergahım Seegrotte. Önce önsezilerimle yolu bulabilirmişim orası çok da uzak değilmiş gibi geliyor bana... Sanki metroya binsem ve Meidling yazan istasyonda insem biraz da yürüsem olacak bu iş... Ne yazik ki öyle değilmiş işin aslı. Ulaşmam gereken yer Modling'miş Meidling başka yermiş. Neyse interneti şahane kullanırım diyenler iniş kalkış saatleriyle beraber planlamalarını yapabilirler. Ya da benim gibi bilet gişesine gider "Hinterbruhl Seegrotte'ye nası gitcem ben?" diye sorup 2€'luk biletinizi ve hangi saatte nereden hangi trene bineceksiniz (S9'a biniyorsunuz) sonra hangi durakta inecekseniz (Mod-ling!) oradan hangi otobüse bineceksiniz (Bus365) ve 11 dakika sonra hangi durakta ineceksiniz (evet Hinterbruhl Seegrotte) öğrenir ve bir de yazılı çıktı alabilirsiniz.
Dönüşte otobüs beklemektense bisiklet boyunca yürümeyi tercih ediyorum. Yaklaşık 25 dakikalık yol boyunca çok güzel evler ve ağaşlar eşlik ediyor bana. Sonunda Modling merkezine varınca hemen şehre dönmektense biraz buralarda takılmak istiyorum. Viyana dışındaki diğer yerler nasıl bilmiyorum ama Modling tatlı bir kasaba. Hemen gözüme kestirdiğim Haus der Biere'e kurulup birami, Leberknodelsuppe ve Gulash'ımı sipariş ediyorum. Liver dumpling soup diye İngilizce'ye çevirdikleri çorba gezi rehberimde yazdığına göre "maydonoz ve mercanköşkle tatlandırılmış ve karaciğerden yapılmış köfteler içeriyor" bana göreyse parmaklarınızı yiyeceğiniz kadar lezzetli. Bu arada eğer yemekleri tuzsuz sevenlerdenseniz Avusturya sizin cehenneminiz olacak. Masaya siz istemezseniz tuz getirmiyorlar ve yemekleri tuzlu pişirmeyi seviyorlar. Gulash, çorbadan da tuzluydu... İçinde sebzeler olmayan yahni işte Gulash.
Viyana'ya dönüş vakti. Gidişteki gibi 2€'luk biletimi alıp yola koyuluyorum. Daha Viyana'da geçirecek güzel saatlerim var... Hostelimde biraz dinlenip/demlenmeden önce meşhur Cafe Havelka'ya uğruyorum. Yine Melanj içip ortamı kokluyorum nasıl bir yermiş burası diye. Bu arada bir saat ücretsiz kablosuz internet hizmeti sunuyor haberiniz olsun. Bir kahve de 3,60€.
1-2 saatlik dinlenme sonrası Viyana gece hayatını test etme zamanı. İlk istikamet Cafe Tunnel. Bu arada gece hayatıyla ilgili bilgileri her ne kadar Almanca olsa da www.stadtkinder.com adresinden aldığımı belirteyim de yazdıklarım işinize yarasın. Tunel'in alt katı konser için bir sahne ve sahneye göre dizilmiş masalar şeklinde
düzenlenmiş. Sahnede Fat Cat var, Budapeşte'den gelmişler. İsimlerindeki 'çakma'lık beni güldürüyor. Ben de bir grup üyesi taklidi yaptığımda 'Think Pink' gibi isimler uydururdum. Mekanda biramı içip grubu dinliyorum. Fena değiller lakin daha alacak çok yolları yiyecek fırınlarca ekmekleri var. Yine de 60'lar 70'ler fena gitmiyor.
Bir sonraki hedefim Fluc. Preter Meydanı'ndaki bu eski metro kalıntısı mimarisiyle başta gayet ilgi çekici geliyor. Alt ve üst kat olmak üzere iki katlı. Üst katta bir konser var alt katın da girişi 10€. Hemen alt kata geçiyorum. Teknonun çıkış yeri Almanya olunca Alman ekolündeki Avusturya'daki mekanlardaki favori müzik de elektronik oluyor elbette. Yarımdan sonra dolmaya başlıyor Fluk. Sigara dumanı ve eğlence için mekana basılan duman nefes almayı zorlaştırsa da "rahatsız oluyorsan gençlerin arasında takılma kardeşim" demesinler diye kimseye şikayet etmiyorum. Cuma ve cumartesi geceleri sefer sayısı azalsa da sabaha kadar çalışıyor metro. Çok geç olmadan dönüyorum hostelime. Yarın Viyana'daki son tam günüm.
Karnım acıkmaya başlayınca Figgmuller'in yolunu tutuyorum. Meşhur şinitzelini tatmak çok da pahalı değil fakat kapıdaki sıra gözümü korkutuyor. Ben de Avusturyalıların pek bi rağbet gösterdiği Deewan'a gidiyorum. Bu Hint-Paki karışımı Asya mutfağının yemekleri bizimkilere benziyor. Self-servis, açık büfe ve çıkışta ne kadar isterseniz o kadar ödüyorsunuz. İlginç bir deneyim yaşamak isteyenler gidebilir... Çıkışta ne ödemem gerektiği konusunda yaşadığım ikilemden bahsetmeyeceğim.
Bana hostelin yolu göründü. Gece için planım önce Voodoo Cafe'ye gitmek. Dumanaltı atmosferiyle meşhur olsa da playlist'i tam aradığım gibi klasik rock üzerine kurulu. Ancak hem dolu hem de aşırı dumanaltı. Neyse sabah erkenden Bratislava'ya gideceğim bir günlüğüne. Gece geç olmadan yatayım bari. Viyana'da fazladan bir günü olanlara Bratislava'yı tavsiye ederim.
Bu arada en son şu faydalı bilgiyle bitireyim: "Ohne" yazıyorsa için ve beyler "Damen" yazıyorsa girmeyin!
Nerede Koşulur: Praternsteen
Nerede İçilir: Gece nehir kıyısı içkisini almış gençlerle dolu.
Fotoğraf Listesi:
1- Hundertwasser Haus'un cephesi
2- Stephansdom Katedrali
3- Seegrotte'de çekilen 3 Silahşörler filminde kullanılmış tekne
4- Modling
5- Seegrotte'de maden içinde yürürken
6- Naschmarkt
8 ay sonra gelen not: Kısa süreli bir Viyana gezimde Figmüller'e gitme şansım oldu. Evet şinitzeli gerçekten çok lezzetli. 19 € fiyatı var. Yanında %2.5 alkollü limonatalı bira da güzel gitti doğrusu. Üzerine bir de Sachertorte yemek üzere Sacher Hotel'in yanındaki cafeye gittim. Kremasıyla taze Sachertorte de çok lezzetliymiş doğrusu. Aida'da yediğimden daha güzeldi kesinlikle fiyatı da 4.80 € gibi bir şeydi.
Önerilen Sayfalar:
* Budapeşte'de 3 Gün
* Şirin Çek Kasabası Olomouc
* Bir günlük Bratislava Gezisi
* Çek Cumhuriyeti'nin Çok Bilinmeyen Şehri Brno
* Viyana Doğa Tarihi Müzesi'ne yaptığım ziyaretin yazısı için tıklayın:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder