23 Eylül 2011 Cuma

Eylül Ayında Tiflis...


İki geceliğine Tiflis'teyim. Kısacık bir tatili Gürcistan'da yaşayan arkadaşım nedeniyle Tiflis'te geçirmeye karar verdim. Akşam 16:30'da varan uçakla geldim tiflis'e. Aslında bir gece önce sabaha karşı olan uçakla gelmeyi de düşündüm ama hem yorgunluk hem de bilmediğim bir şehirde gece gece ortalıkta kalma ihtimali çok cazip gelmedi.


İki gecelik rezervasyon yaptırdığımız Boombully Hostel şehrin merkezinde Rustaveli Caddesi'nde. Havaalanından çıkar çıkmaz kapının önü otobüs durağı, taksiye binmek istemeyenler havaalanında döviz bozdurup ellerindeki bozukluğun 50'lik olanıyla 37 numaralı otobüse binip şehir merkezine gidebilirler. Eylül 2011 itibariyle döviz kurunu da bildireyim: 100 doları 164 GEL'e bozdular havaalanında. Otobus bileti de 0,5 GEL. GEL ve Lari aynı şey duyunca şaşırmayın.


Otobüsten Rustavali Caddesi'nin önünde indim. Sanırım otobüs hostelin önünden de geçiyormuş ama indiğim yer olan Freedom Square'den hostele yürüyerek 15-20 dakikada gitmek etrafı tanımaya başlamamı sağladı. Hostel'e vardığımda Mariana çoktan odaya yerleşmişti. Toplamda iki gecelik 150 lira gibi bi parayı peşin ödeyip odada Mariana'nın getirdiği birayı yudumlamaya başladık. Akşam yemeği için tercihimiz Khinkali House isimli mekan oldu. Khinkali, tepesinden tutulup tuttuğun yeri dışında her tarafı yenen bir yemek. İçine seçiminize göre kuzu eti, peynir, patates, mantar konuyor. Fiyatı da 0,30- 0,70 GEL arasında değişiyor ve en az 2 tane sipariş etmek gerekiyor. Ardından kababi sipariş ediyoruz ama icinde gollandro olduğu için ben yiyemiyorum. Sonra baktım da khinkalide de gollandro varmış ama neyse ki çok az. Khinkaliyi yerken ilk başta küçük bir ısırık aldıktan sonra açılan delikten içindeki karışımın suyunu emmeniz bekleniyor. Bu kısım bana çok cazip gelmedi. Ama khinkali genel olarak güzel ve ucuz bi atıştırmalık. Rustaveli Caddesi'nin sonlarına yakın olan Khinkali House'dan çıkıp içmek için bi yerlere gitmeye karar veriyoruz. Rustavali'nin sonlarında 1-2 sokak boyunca yayılmış olan barlar boş ve fazla avrupai, biz daha gürcü şeyler arıyoruz. Bu sefer ters yöne yürüyüp Freedom Square'e geliyoruz ve old town'a doğru yürürken içkilerimizi alıp küçük bi parkta içmeye başlıyoruz. İçki Tiflis'te çok ucuz. Her şey gayet ucuz ama içki ekstra ucuz. Bira, votka ve şarap gayet güzel. Sabah kahvaltısında bira içen tipler Tiflis'te gayet normal, parklarda rahatça içki içmek de öyle... Gecenin sonunda hostele döndüğümüzde çok yorgunuz.


Sabah yataktan kalkmak çok zor geliyor bana. Gidip kahvaltı yapacağımız bi yer arıyoruz. Sonunda bulduğumuz mekan Mariana'ya biraz pahalı geliyor ama sunulan yiyecek ve içecekler gayet doyurucu. Orta boy sipariş ettiğimiz Katchapuri'yi görünce büyük boyu nasıl oluyor diye sormadan edemedik. Bizim pidenin kapalı olani gibi bir şey Katchapuri, peynirlisi çok yaygın özellikle.


Ardından Rustaveli boyunca yürüyüp nehirden karşıya geçip Metekhi kilisesini ve şehrin çoğu yerinden görünen ve bulunduğum sürece karanlık bulutlara inat pırıl pırıl parlayan altın kubbeli Gürcistan'ın üçüncü yüksek kilisesi Sameba'yı ziyaret ediyoruz. İçi bilumum şeylerle süslü kiliselere alıştığımızdan Gürcü kiliseleri çok etkileyici gelmiyor ama dışarıdan bakınca mimari büyüleyici... Ardından sülfür banyolarının olduğu old town'a geri dönüp KGB'yi buluyoruz öğlen yemeği için. Proleterian pizza yiyip 'compost' dedikleri komposto içiyorum yanında. İkisi de lezzetli. Yeni yapılmış camdan köprünün hemen dibindeki King Erekle II sokağında olan KGB'den sonra ilginç koprüyü de görüp hostele geri dönüyoruz yürüye yürüye. Tiflis'in merkeze yakın ara sokakları harabe gibi ama nedense benim hoşuma gidiyor bu çok da pahalı olmama havası.


Gürcü müziği dinlemeden Tiflis'i terk etmek istemiyorum. Mariana beni Taglaura restorana götürüyor Bazaleti Palace Hotel'in hemen yanındaki. Fıstıklı patlican çok lezzetli değil ama yenilebilir, masaya gelen domates sosuna başka ne katmışlar bilmiyorum çok zorluyor beni. Khinkali dünkünden daha güzeldi. Barbekü tavuk normaldi, beyaz şarap diye sipariş edince gelen roseden daha kırmızı şarabı önce yanlışlıkla getirdler sandım ama burda beyaz şarap bu renk oluyormuş. Müziklere gelince içerisi aile gazinosu gibiydi; çocukları eşleri dostlarıyla gelmiş kalabalık aileler, genç çiftler, erkek erkege gelmiş gruplar... Gürcü ve Rus müzikleri başlayınca ise hepsi kendini piste atıyor yöresel dansları pop müzik ritmlerine uyarlamış şekilde dans ediyorlardı. Bazi figürler çok ilginç gelse de genellikle kadınlar da erkekler de güzel dans ediyorlar... Eğlenmeyi biliyorlar belli. Büyük büyük dedemden gelen Gürçü kanımmış belki de dans etmeyi sevmemin nedeni kimbilir? ;) Saat 11'i geçerken müzik bitti ne yazik ki. Ardından da yeni sipariş almayi biraktılar. Biz de daha önce 4 lari'ye gittiğimiz yoldan dönmek için taksicilerle pazarlık yapmaya başladık. 7 ila 10 lari arasında para istiyorlardı genellikle. Neyse 5'e anlaştık birisiyle ve Rustaveli'nin sonundaki barlar sokağına geldik. Canlı müzik yapılan yerlerden içerde hayat olanı 1-2 taneydi. Salı gecesi bunu bile bulduğumuza şükredip birine dalıyoruz. Metallica'dan Nothing Else Matters çalarken Gürcü abilerimden biri turist bi kadını dansa kaldırıyor... Bizim meşhur düğün dansına başladıklarında dudağıma yerleşen hafif tebessüme engel olamıyorum. Gecenin sonu gelmiş de uzatmaları oynuyoruz belli ki. Yorgun argın dönüyoruz hostelimize.


Sabah kalkıp yan sokaktaki Taglaura'nın işlettiği cafede kahvaltı yapıp ayrılıyoruz evlerimize dönmek için. 37 numara 50 dakikada götürüyor havaalanına. Bir dahaki gelişimde kükürtlü banyolarında yıkanmak ve buz şarabı içmek için şimdiden rezervasyon yaptırıp ayrılıyorum Tiflis'ten...


Önerilen Sayfalar:

- Erzurum
Trabzon Merkez ve Ayder
Trabzon Uzungöl
Sümela Manastırı