Etiyopya'ya daha önceki gelişlerimde National Museum'ı gezmiş ve burada paylaşmıştım. Bu sefer Addis Ababa'daki bir diğer ilginç müzeyi gezmeye karar verdim. Addis Ababa Üniversitesi içindeki Etnografya Müzesi'ne (Ethnological Museum) taksiye atlayıp gittiğimde öğleden sonra olmuştu. National Museum'ın yarım dolara denk gelen 10 Bırr'lık fiyatıyla karşılaştırıldığında 100 Bırr'lık fiyatı biraz fazla gözükse de insanların Etiyopya topraklarında nasıl bir hayat sürdüğünü anlamak için güzel bir müze sizi bekliyor.
Müzeye ev sahipliği yapan bina Hallis Silassi'nin sarayı olarak inşa edilmiş. Müzenin Etiyopya'daki değişik halkları, kabileleri anlatan kısmı dışında eski başkanın evini görmek de mümkün. Ama ben en çok vaktimi ilk katta geçirdim. Üst katta da değişik dönemlere ait resimler, dini ikonalar ve müzik aletleri sergileniyor.
Müzenin planlaması insan ömrünün aşamaları şeklinde yapılmış. Girişte sizi Etiyopya'da çocukluk dönemini anlatan objeler ve hikayeler karşılıyor. İngilizce ve Etiyopya dilindeki bilgilendirici yazılar arasında bizdeki kıssadan hisseler tarzındaki öyküler bana çok ilginç geldi. Özellikle Banna Tale başlıklı öykü bizim kültürümüzde çocuklara anlatmak için fazla açık saçık bulunabilecek bir öyküyken cinsel konularda çocukları aydınlatmamanın ne gibi sorunlara yol açabileceğini ve Etiyopya kültürünün konuya verdiği önemi gösteriyor. Bu bölümdeki oyuncaklar da çok basit ama hoşlar.
Bir sonraki aşamada gençlerin yetişkinliğe adım atmaları ve evlilik konuları işleniyor. Yetişkin olduğunu ispatlamak için öküzlerin üstünden koşarak geçmesi gereken erkekler, bekaretin önemli olmadığı ama evlilik dışı çocuğu kabul etmeyen topluluklar, evlilik öncesi ve sonrası kıyafetler gibi ilginç konular bu kısımda anlatılıyor.
Sonraki bölüm din konusuna ayrılmış. Yarı yarıya Müslüman ve Hristiyan olan Etiyopyalıların dini hayatlarının nasıl sürdüğü ve dinin toplum hayatında sebep olduğu değişik yönetimsel farklılıklar burada açıklanıyor. Özellikle yüzyıllar önce Yahudi olmuş Etiyopyalıların hikayesi çok ilginç geldi bana. Kuruluşunun ardından tüm dünyadaki Yahudileri toplayan İsrail'in ancak 1991'de vatandaşlık hakkı tanıdığı bu Yahudilerin 10000'i İsrail'e göç etmiş. Yeni vatanlarına uyumda çok zorluk çeken bu topluluğun dışında Etiyopya'da 2300 Yahudi kalmış. Dini yapılar, özellikle kırsal kesimde kendi yürütme ve yargı sistemlerini de kurmuşlar. Bu kısımda Semavi dinler dışında Ari İnancı (Sabi ve Beri isimli iki Tanrı'nın varlığına inanan bir inanç sistemi) hakkında da bilgi bulabilirsiniz.
Takip eden bölümde yetişkinlerin hayatını, Etiyopya'nın kurulmasına giden yoldaki savaşları, bağımsızlık mücadelesini ve kabilelerin gündelik hayatını bulabilirsiniz. Mesela o dudaklarına tabak takan kabilenin Etiyopya'nın güneybatısında, aşağı Omo Nehri kıyısında yaşayan Suri (nüfusu yaklaşık 27.000 kişidir) ve Mursi kabileleri olduğu burada açıklanıyor. Güzel görünmek için sadece dudaklarına değil hem kadınlar hem erkekler kulaklarına da bu kilden ya da ağaçtan yapılma tabaklardan takıyorlarmış. Keza 16.-18. yüzyıllar arasında hüküm sürmüş Dawura Krallığı'nın toplamda 1000 km.'yi aşan ancak bugün yok olmaya yüz tutmuş ve hakkında yeterli araştırmalar yapılmamış, boyu 1.6 metreyle 6 metre arasında değişen, sınırları korumak için inşa edilmiş duvar hakkında da bu bölümde bilgiler veriliyor.
Serginin sonlarına doğru ağaçtan yapılmış, göçebe kabilelerin deve sırtında taşıdıkları eşyalarla beraber içinde yaşadıkları ağaç dallarından yapılma kulübe de ilginizi çekecektir. Keza tahtadan yapılmış değişik şekillerdeki yastıkların sergilendiği vitrin sizde de bunlardan bir tane satın alma hissi yaratabilir.
Etiyopya'nın iç kesimlerinde gezmek çok kolay olmayabilir ama değişik toplumların yaşam biçimlerini öğrenmek için bu müzeyi gezmenizi tavsiye ederim.
Fotoğraf Listesi:
1- Müzede sergilenen örtüsü açık kabile çadırı. İçinde yaşayanların her türlü malzemeleri de çadırda sergileniyor.
2- Bu ahşap aparat çizimlerinin hepsi birer yastık. Ben gittiğimde almadım ama hediyelik eşya satan dükkanlarda da bu envai çeşit tahta yastıklardan bulabilirsiniz.
3- Dawura Krallığı'nın sınırlarını korumak için inşa ettiği duvarları gösteren görsel.
4- Kabilelerin güzelleşmek için dudaklarına taktıkları, üstü deri kaplı kilden yapılma tabak.
5- Banna Tale isimli öykü, çocuklarını cinsel konularda bilgi vermeden yetiştirmenin ne kadar tehlikeli sonuçları olabileceğiyle ilgili öğüt verme amaçlı bir halk öyküsü.
* Önerilen Sayfalar:
- Etiyopya'ya gelmişken mutlaka Lucy'nin kalıntılarının sergilendiği Ulusal Müze'ye de uğrayın: Etiyopya Ulusal Müzesi'nde İnsanın Evrimini Gösteren Kalıntılar
* Afrika'da Gezilecek Başka Yerler:
- Zanzibar - Cape Town'da Yılbaşı'nda 6 Gün
- Nairobi'de Günübirlik Vahşi Yaşam Gezisi
- Dakar'da Ngor Adası, Pembe Göl ve Afrika'nın Rönesansı Anıtı
- Gore Adası - Dakar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder