Olympos 90'larda el değmemiş kabul edilip özellikle üniversite gençliği arasında popüler olan ama her yer ve her zaman olduğu gibi sonrasında 'bozan' tatil yerlerimizden biridir. Benim ilk gidişim 90'ların sonlarına rastlar. Sonrasında defalarca ziyaret ettiğim olympos'a her seferinde "bi daha gelirsem!" deyip de ayrılmış olmam da ilginçtir tabii...
Olympos; ağaç evleri, bungolovları, alternatif tipleriyle meşhurdur. Kadir'in ağaç evleri zamanında her şeyin merkeziyken şimdi popüler bir yer olarak kalmıştır. Ucuz fiyata doğayla barışık tatil yapmak, etrafta çoluk çocuktan ailelerden ziyade kendi yaşıtın tiplerle takılmak için gidilirdi eskiden Olympos'a. Ha ben ilk gittiğimde de aynı laf konuşulmaya başlamış "olympos bitti abi eskiden ne şahaneydi buralar" söylemi çoktan tedavüle sunulmuştu. Rock müzik alternatif, elektronik müzik henüz yaygınlaşmamış, sahile gitmek için para ödeme zorunluluğu henüz başlamamıştı. İster çadır kur ister ağaç evlerde konakla üç beş kuruşa kalır Kadir'in o kötü yemeklerini yer Anzakları anmaya gelen Avusturalyalılarla bahçede yayılıp sohbet ederdik. Sabahlara kadar içilir, sahilde ateş yakılır, etrafta uyuşturucunun kol gezdiği konuşulurdu. Bu arada Bayram, Şaban ve Türkmen de popüler mekanlar olmaya başladılar. Öküz Bar dışında pek bi mekan yokken Gölge açıldı, canlı müzik ve konserler başladı. Sonra zamanla beraber gelen tipler de değişmeye başladı. Arabayla olympos'a gelmek çok ekstrem bi durumken 2000'li yılların ilk on senesi biterken araba park edecek yer bulmak çok zorlaşmıştı Olympos'ta.
Peki ne yapılır Olympos'ta? Otelde kalmaktansa doğayla daha barışık ağaç evlerde kalınır, isterseniz dağ bayırda yürüyüşe çıkılır. Akşamları Yanartaş'a gezi düzenlenir ve karanlıkta yürüyerek yerden sızan doğalgaz ateşinde demlenen çay içilir, sağa sola düzenlenen tekne turlarına katılınır...
Olympos'ta deniz kıyısına gitmek için tek yol antik kentten geçmektedir. Antik kent de koruma altında olduğundan giriş çıkışta para vermek zorunludur. Aslında kimsenin antik kentle ilgisi yoktur ama denizde yüzmek için bilet almak mecbur tutulmaktadır. İşte gençliğimizde bu zorunluluğun canımızı sıktığı bi seferinde denizi arkamıza almış sinirli sinirli pansiyonumuza yürürken dağlardan geçme fikri gelmişti aklımıza. Her yeri de tutamazlar ya kurumuş dere yatağını kesecek şekilde sola doğru başladık yürümeye ve ardından da dağa tırmanıp patikalar boyunca ulaştık denize. Antik kentin devamı bu dağlarda uzanıyormuş meğer, bir sürü eski taş yapı gördük bu yolculuğumuzda ve hepi topu diyeyim 2-3 lira ödememek için yaklasik yarım saat dağlarda dolaştık ama sanırım gezimizin en ilginç anılarından biri oldu bu... Bir de tabii güneşin denizden doğduğu ender yerlerden biridir Olympos. Şansınıza bulutlar kapatmazsa güneşi, denizin ortasında çıkan ateş topuna hayran kalacaksınız. Biraz serin olur sabahları yanınıza bir şeyler alıp da gidin ama...
Ben de geleneği bozmayayım madem olympos'la ilgili: Bizim zamanımızda daha bozmamıştı Olympos. Şimdi sahilde geceleri bulunmak içki içip ateş yakmak da yasaklanmış. Sağlık olsun... Olympos olmazsa başka yer mi yok gidecek? Zaytung'un şu güzel haberine link vermeden bitirmek istemedim yazımı: Olimpos'ta Hizmete Giren "Fikret's Tree Houses", En Kötü Hizmeti En Pahalıya Satma İddiasıyla Rakip İşletmelerin Korkulu Rüyası Oldu
Fotoğraf Listesi:
1- Türkmen'de yemek sırası...
2- Şanssız bir günde güneşin denizden doğuşunu beklerken bulutların arkasından doğduğunu gormek
3- Antik kentte denize doğru yürürken
Önerilen Sayfalar:
- Antalya'dan Demre, Simena, Kekova - Kaz Dağlarının Eteklerinde...
- Meke Gölü ve Konya'nın Obrukları
- Yataklı Trende Yolculuk
- Üç Eski Rum Köyü...
- Brezilya'da Karnaval Keyfi - Olinda'da 2 hafta
- Hatay'ın Lezzetleri
- RocknCoke Merkezinde Müzik Festivalleri
- Gaziantep'te Günübirlik Yeme-İçme-Gezme
- Runtalya 2012
- İğneada'da İki Gün Çadır Kampı
- Uçmakdere'de Kamp ve Şarköy'e Kadar Uzanmak
- Acarlar Longozu ve Maden Deresi'nde Kamp
dinceryazici79@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder