Kopenhag'da kısa bir boş vakit yarattığımda 'acaba nerelerde vakit geçirsem?' diye internette araştırma yapmamla başladı her şey. Ve Kopenhag'ın tam ortasında 40 yıldır bir grup hippinin komün hayatı yaşadığını öğrenmemle gezi planım belli oldu: Christiania'da yarım gün geçirip neler olup bittiğini kendi gözlerimle görecektim.
Havaalanından trene binmek için bilet alırken "gidiş dönüş bileti alayım ki garanti olsun" dedim ve biletleri alınca anladım ki biletler 75 dakika geçerli. Yani dönüş biletini dönüşte almam gerekiyormuş .. Ayrıca Zone'ları da karıştırmış bi de fazla bilet almışım. "Danimarka pahalı bir ülke demişlerdi zaten" diye avuttum kendimi...12 dakika sonra Christianshavn durağında indim metrodan.
Bu arada Christiania'nın Kopenhaglılar arasında hiç de iyi bir şöhreti yok. Hele ki iş için buraya gelmişseniz Christiania sadece torbacıların, cankilerin mekanı olarak biliniyor. 'Siz de oraya gitmek istediğinize göre yolunuz belli' gibi bir tavır sergilediler bana, haberiniz olsun.
Neyse; durakta inince yolun karşısına geç, kulesi Babil'den apartılmış kilisenin yanından geçince Christiania'nın girişlerinden birini etraftaki grafitilerden hemen tanıyorsun. Girişten itibaren size ilk selam veren güneş gözlüklü abiler torbacılar işte. Biraz yürüyünce daha açıkta bir kaç tezgah daha görebilirsiniz. Her ne kadar özerk bir komün havasında takılsalar da Danimarka topraklarında uyuşturucu maddelerin satılması hala yasak, bu yüzden polis ara ara buraya baskın düzenleyebiliyor. İşte komünün kuralları burada ortaya çıkıyor: Fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Koşmak da yasak çünkü koşmak buranın halkı için polis baskını olduğunu bildirme yöntemi. Bir de ot dışındaki ağır uyuşturucuları yasaklamışlar. Christiania'yı bu kadar popüler yapan etmenlerden biri ot tabii. Kah merkezde, kah merkeze yakın göl kenarında gençler takılıyorlar... Onun dışında bir fark yaratmıyor ot.
Başka nasıl bir yer Christiania? Dışarısı kadar temiz, düzenli, her tarafı özenle tasarlanmış bir yer değil ama doğayla barışık, gayet işlevsel tasarlanmış bir yer. Yaşadığı topraklarda hüküm sürmektense tıpkı diğer canlılardan biri olduğunu kabullenip doğanın bir parçası olarak yaşayan insanlar tarafından düzenlenmiş burası. Ancak o kadar da sistem dışı bir yer hayal etmeyin; hediyelik eşya dükkanları, kafeleri, restoranları olan bir yer burası aynı zamanda. İlk girişteki mekanlar çok belli ki daha çok turistler için. Bu arada Christiania'daki yeme içme fiyatları da dışarıdan çok ucuz değil. Bir omlet 20 liraya özel hamburger 30 küsür liraya satılıyor. Bu arada bir sonraki gelişimde Christiania içindeki Vegan restoranı da ziyaret ettim. Yine fiyatlar pahalı ama Kopenhag'daki ender vegan mekanlardan biri burası, tavsiye ederim.
Christiania'nın içinde ilerledikçe bir gölün iki tarafındaki patikanın iki tarafındaki evlerden oluştuğunu anlıyorsunuz. Eski fabrikalardan dönüştürülmüş yerler dışındakilerin hemen hepsi ahşaptan. Çok farklı tasarımlardaki bu evler genellikle küçük ve kimilerinin terası kimilerinin verandası var. Özel mülkiyet olmayınca çıkmaz sokaklar da olmuyormuş... Hangi yoldan giderseniz gidin bir yere çıkıyorsunuz.
Doğayla barışık bir yaşam geri dönüşümü ve buna uygun tasarımları da beraberinde getiriyor: Eski makinalar dönüştürülüp sandalye ya da masa olmuş, tahtadan çocuk bisikleti, ağaç kovuğundan saksılar yapılmış... Kimileri de ileride değerlendirilmek üzere depolanmış işlevlerini bulacakları günü bekliyorlar. Bisiklet fabrikası ve çocuk evi gibi yerlerin önünden geçip yaklaşık iki saatte tamamlıyorum yürüyüşümü. Christiania'nın hemen dışındaki evlerin buraya ait olmadığını içeri girişi engelleyecek uzun bahçe çitlerinden, evin kamerayla korunduğunu gösteren tabelalardan kolayca anlayabilirsiniz.
Oturup birileriyle konuşmadığım için gezip gördüklerim bunlar. Konuyla ilgilenenler internette daha fazla bilgi bulabilir ya da buraya gelip birilerinden bilgi alabilirler.
Kopenhag'da gezecek başka bir yerler arayanlar için başka bir tavsiyede daha bulunayım: Bot turu. 10 € fiyatı olan 1 saatlik bot turuna Gammel Strand'dan çıktık. 1 saat boyunca kanallardan dolaşarak Kopenhag'ı keşfetmenin tadını çıkarttığımız bu tur boyunca rehberimiz İngilizce olarak etraftaki binaları ve yerleşimleri anlatırken siz de düzenli kanallarda dolaşmanın tadını çıkartabilirsiniz. Küçük Deniz Kızı heykeli, Eski Borsa Binası, Yeni Opera Binası, Black Diamond adı verilen dalgaların bina yüzünde yansımasıyla gerçekten siyah bir elması anımsatan bina ve daha niceleri... Ödediğiniz paraya değiyor gerçekten de.
Kopenhag'da gezecek başka bir yerler arayanlar için başka bir tavsiyede daha bulunayım: Bot turu. 10 € fiyatı olan 1 saatlik bot turuna Gammel Strand'dan çıktık. 1 saat boyunca kanallardan dolaşarak Kopenhag'ı keşfetmenin tadını çıkarttığımız bu tur boyunca rehberimiz İngilizce olarak etraftaki binaları ve yerleşimleri anlatırken siz de düzenli kanallarda dolaşmanın tadını çıkartabilirsiniz. Küçük Deniz Kızı heykeli, Eski Borsa Binası, Yeni Opera Binası, Black Diamond adı verilen dalgaların bina yüzünde yansımasıyla gerçekten siyah bir elması anımsatan bina ve daha niceleri... Ödediğiniz paraya değiyor gerçekten de.
dinceryazici79@gmail.com
Fotoğraf Listesi:
1- Christiania'nın girişindeki meşhur ev
2 -Christiania'nın girişlerinden bir tanesi
2 -Christiania'nın girişlerinden bir tanesi
3- Göl kenarındaki patikalardan birinde yürürken...
4- Bot turu
Önerilen Sayfalar:
- Kopenhag - Geniş Geniş
- Kopenhag'ın batısını Fredericksberg civarını gezmek isteyenler için: Kopenhag Bir Günde Gezilebilir mi?
4- Bot turu
Önerilen Sayfalar:
- Kopenhag - Geniş Geniş
- Kopenhag'ın batısını Fredericksberg civarını gezmek isteyenler için: Kopenhag Bir Günde Gezilebilir mi?
- Hamburg'da bir işgal evi - Rota Flora: Christmas Zamanı Hamburg'da 2 gün
- Yel Değirmeni'nde bir işgal evi - Don Kişot: Yeldeğirmeni'nde Neler Oluyor?
- Gezi Parkı İşgali Zamanları: Taksim Gezi Parkı Gezisi
- Gezi Parkı İşgali Zamanları: Taksim Gezi Parkı Gezisi
İsviçre-Bern' de Raytelli adına alan bir bölge var..Aynı yaşam tarzı ve dayanışması onlarda da var. Ama Bern'in tam ortasında...Yolunuz Bern'e düşerse oraya da uğramanızı öneririm..Sevgilerimle...
YanıtlaSil