Prag'dan günübirlik Karlovy Vary'ye gelmek için Aralık uygun bir ay değil aslında; şöyle havanın açık etrafın yeşillenmiş olduğu bir zaman çok daha keyifli olurdu elbette. Lakin her zaman gezmek için güzel havalar bulamıyorum. Yine de tadını çıkarmak lazım deyip sabah 7.30 otobüsüne atladım. 2 saat 15 dakika sürüyor yol. Şehir merkezine yakın bir durakta indim otobüsten. Dönüşte nereden bineceğim diye sorduğum host çocuk hemen yan taraftaki otobüs durağını gösterdi bana.
Önce bi etraftaki sokaklara bakındım sonra başladım meşhur kaynak sularına doğru yürümeye. Karlovy Vary'yi gözünüzün önüne getirmek için Prag - Baden Baden ve Oylat'ı karıştırabilirsiniz. Kaynak sularıyla meşhur ama kaplıcalarıyla değil. Birbirinden güzel tarihi binalar dere kenarına dizilmiş, çoğu otel. Alt katları da dükkan. Şehrin bu kısmı tamamen turistlere ayrılmış. Yeni kısımlarsa burada yaşayanlar için belli ki. 2016'da 700. yılını kutlayacak Karlovy Vary ismi Charles'ın banyosundan geliyor. Kral 4. Charles buradaki sıcak su kaynaklarına şifa bulmaya gelerek başlatıyor hikayeyi. Sonrasında aralarında Mustafa Kemal'in de olduğu (yolun sonlarında yer alan kaldığı binanın üzerinde tabela asılı) bir çok ünlü isim geliyor buraya.
Karlovy Vary'ye gelince ne yapılıyor anlatayım size: Önce etrafta bolca bulunan bardakçılardan birinden gönlünüze göre bir bardak alıyorsunuz. Almazsanız dövüyorlar mı? Tabii ki hayır ama işte herkes böyle yapıyor. Hem sonrasında buradan bir anınız olur. Bardağınızı aldıktan sonra başlıyorsunuz etraftaki kaynaklardan su içmeye. Suyu hafif hareket ederek (misal yürüyerek) içmeniz tavsiye ediliyor. Bir de sakin, huzurlu şeyler düşünürseniz etkisi artıyormuş. Etrafta 15-16 tane çeşme var. Hepsi sürekli akıyor zaten. Bardağınızı doldurup yürüyün etrafta. Her çeşmeden farklı sıcaklıklarda su akıyor. Bir dönem buranın suyu şişelenip ülke çapında satılıyormuş. Biraz buruk bir tadı var suyun. Öyle lıkır lıkır içilecek bir su değil.
Sona yaklaşınca ufak bir ara sizi fünikülere götürüyor. Yukarıda manzarasıyla meşhur Diana Kulesi yer alıyor. Yürüyerek de çıkılabiliyor buraya ama fünikülerle çıkıp yürüye yürüye inmek en mantıklısı. Hava sisli olduğundan kuleden bir şey görmek mümkün değil ama güzel bir havada gelirseniz kuleyi tavsiye ederim. Yukarıda bir kaç hayvanlık bir hayvanat bahçesi, kelebek bahçesi ve bir de restoran var. Restoranın fiyatlar makul; bizde olsa böyle yerlerde uçuk fiyatlar koyuyorlar. Ağaçların arasından dolana dolana iniyorum yemeğin ardından. Her taraf kahverengi yapraklarla kaplı, kayaların üstü yeşil yosunlarla kaplanmış, hafif yağmur çiseliyor ve sis yüzünden anca 100 metreye kadar etraf görülüyor...
Suyun aşındırıp oluşturduğu vadi dışında iki taraf da çoğunlukla tepelik. Dolayısıyla anca bazı yerlerde 2 sıra bina var, onun dışında binaların arkası tepelik. Film seti gibi. Etrafta bir kaç tane kilise var; bir tanesi altın soğan kubbeli. Yıllar boyunca her gelen izini bırakmış.
Bu arada Karlovy Vary'nin bir de meşhur waffle'ı var. Aslında bizim kağıt helvaya yakın bir lezzet bu. Bir kaç yerde sıcak satıyorlar, bulursanız deneyin mutlaka. Ayrıca bir de meşhur bir Becherovka likörü var. Mucidi Becher için müze bile açmışlar; ben daha sonra denemek üzere uçağa sokabileceğim şekilde 100 ml lik boylarda aldım. Ülkenin bu kısmı Bohemia cam işçiliğiyle de meşhur. O yüzden hediyelik eşya alacaklar bunu da göz önünde bulundursunlar.
Dönüş vakti geldi. Otobüs kalkış saatinden 15 dakika önce muavinin gösterdiği duraktayım; ne gelen var ne giden. Kalkışa 5 dakika kasla etrafa detaylı bakınınca otobüslerin buradan değil karşı tarafta işaretli yerden kalktığını gösteren küçük pusulayı görüyorum. O adresi anlayana, ilgili yeri bulana kadar otobüs çoktan gidiyor. Karlovy Vary otobüs terminalindeyim. Meğer buradan kalkıyormuş otobüsler. Ilk boş koltuk 2 saat sonraya. Yapacak bir şey yok. Hemen etrafta bir bar bulup oturuyorum kalkış saatine kadar. Otobüste 4 tane Türk kadının nasıl olsa kimse Türkçe bilmiyordur diye düşünüp patavatsızca yolcuları çekiştirmelerini dinliyorum. Yurt dışında zincirlerinden boşanmışçasına tebriyesizliğe varacak şekilde kendinden geçen yurdum insanına bir kez daha kızıyorum. Yanındaki şişman kadına mı laf sokmadı, arkadaşının yanındaki erkek yolcuyu mu taklit etmedi...
Konuyu toparlayacak olursak Karlovy Vary'ye yazın gelmek daha hayırlı olabilir.
Fotoğraf Listesi:
1- Kilisenin yanındaki süslü çardaklardan biri
2- Kimi kaynaklar kapalı mekanda ve şadırvanı da var.
3- Hava güzel olsa manzarası enfes olacak Diana Kulesi
4- Dere kenarı boyunca dizilmiş binalar
5- Su kaynaklarından birisi bu süslü çardakta
6- Tutma yeri aynı zamanda pipet olan bardaklardan bi kaç tane alın derim; dönünce taliplisi çok oluyor.
Önerilen Sayfalar:
- Şirin Çek Kasabası Olomouc
- Çek Cumhuriyeti'nin Çok Bilinmeyen Şehri Brno
- Baden Baden ve Strasbourg
- Trabzon Merkez ve Ayder
- Budapeşte'de 3 Gün
- Viyana ve Modling'deki Seegrotte
Fotoğraf Listesi:
1- Kilisenin yanındaki süslü çardaklardan biri
2- Kimi kaynaklar kapalı mekanda ve şadırvanı da var.
3- Hava güzel olsa manzarası enfes olacak Diana Kulesi
4- Dere kenarı boyunca dizilmiş binalar
5- Su kaynaklarından birisi bu süslü çardakta
6- Tutma yeri aynı zamanda pipet olan bardaklardan bi kaç tane alın derim; dönünce taliplisi çok oluyor.
Önerilen Sayfalar:
- Şirin Çek Kasabası Olomouc
- Çek Cumhuriyeti'nin Çok Bilinmeyen Şehri Brno
- Baden Baden ve Strasbourg
- Trabzon Merkez ve Ayder
- Budapeşte'de 3 Gün
- Viyana ve Modling'deki Seegrotte
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder