11 Mayıs 2017 Perşembe

Granada ve Al Hamra Sarayı - Avrupa'nın Batısında İslam Şaheseri

İlk planımda Granada'da 1 gün geçirmek vardı. Ama sonra umulmadık şeyler olunca (ülkede darbe yapmaya kalkıştılar, arkadaşımın izni ve uçaklar iptal oldu, Granada çok hoşuma gitti vs.) ben de bir gün daha kalmaya karar verdim. Lafı hiç gevelemeden söyleyeyim: Granada, Malaga'dan sonra cennet gibi geldi bana. Çok iyi durumda olmasa da tarihi dokusunu çok sevdim. 

Granada İspanya'yla Fas'ın karışımı bir şehir. Mimari doku Arap etkileriyle harmanlanmış ama Fas'ta değil Avrupa'da gezdiğinizi rahatça anlıyorsunuz. Fas kadar otantik değil de öyleymiş gibi yaptığını da. Daha hijyenik anlayacağınız. İnsanlar Fas'taki gibi yapışmıyorlar mesela, ortalık da çok daha temiz. Ama işte oradaki gerçeklik duygusu da yok burada (ben de ne emmeye geliyorum ne gömmeye :) ).

Granada'nın bu kadar popüler bir turizm merkezi olmasının sebebi tabii ki Al Hamra Sarayı. Ben de ilk günümü Al Hamra Sarayı'na adadım. Sabah erken kalkmak niyetindeydim lakin öyle yorulmuşum ki 11'i buldu kalkmam. 12 gibi vardım sarayın önüne, daha önce söylendiği gibi uzun bir kuyruk beni bekliyordu. Önceden internetten bilet almış olsam en fazla 5 dakika beklerdim ama bu sefer 45 dakika sıra bekledim. Aldığım bilet de 2'den sonra girmeye izin veriyor. Ben de yakınlardaki Mirador del Camen de los Martyres Parkına gidiyorum biraz vakit geçirmeye. Al Hamra'ya 400-500 metre mesafedeki bu park bi kaç saat ağaçlar ve havuzlar arasında dolaşıp keyif çatmak için ideal. Eğer gözlerinizi dört açarsanız etrafta dolaşan kuşları da görebilirsiniz.

Al Hamra Sarayı:

Saat 2 oldu bile. Gelelim Al Hamra Sarayı'na. Al Hamra Sarayı İspanya'nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri ve yoğunlukla mücadele etmek için özellikle meşhur Nazaries Sarayları kısmına sadece bilet alırken belirtilen zamanda girebiliyorsunuz. İçeri girince anlıyorsunuz niye böyle yapıldığını; alınan önlemlere rağmen sarayın daracık koridorları insan kaynıyor.

Günlerden pazar, Carlos Sarayı'nın alt katı 2.30'da üst katı 3.30'da kapanacak diye hemen oraya gidiyorum öncelikle. Alt kattaki eserler Arap döneminden kalma mermer, ahşap, cam ve dokuma ürünlerden günümüze ulaşan örnekler. Özellikle ahşap oymacılığı döneminde zirveye ulaşmış. Üst kattaysa İspanyol ressamların tabloları sergileniyor. Saraya gelecek olursak dikdörtgen yapının ortasında hafif ovalimsi avlusuyla Arenayı hatırlatan bu yapı diğer taraflarda görülecek Arap mimarisinin hiç benzemeyen tarzıyla tam bir tezat oluşturuyor. Hristiyanların şehri almalarından sonra inşa edilmeye başlanmış ama bitirilememiş bu saray için şehirde oturan Müslümanlardan toplanan vergiler kullanılmış. Benim özellikle  oval yapısı ilgimi çekti.

Bir sonraki güzergahım Alcazaba. 13. yüzyılda inşa edilmiş bu kalenin sadece kalıntıları günümüze ulaşmış olsa da aralarında gezinmek keyifli. Ayrıca şehir manzarası da güzel (birazdan ziyaret edeceğim sarayınki kadar olmasa da). Ayrıca içindeki bahçe de mola vermek için ideal. Dağlardan gelen suyla beslenen çeşmenin doldurduğu küçük havuzun suyunun soğukluğu da serinlemek için ideal.

Nazari Sarayları

İşte filmin en heyecanlı yeri geldi. Al Hamra'yı bu kadar önemli ve ilgi çekici yapan içiçe geçmiş üç kısımdan oluşan bu saray yapısı: Kraliyet Sarayı (Palacio Real), Karşılama Odaları Sarayı (Palacio de Comares) ve Aslanlar Sarayı (Palacio de los Leones ki burası sultanın özel bölümüdür).

15.30 için bi 10 dakika kadar sıra bekleyip içeri girince önce Mexuar kısmı çıkıyor karşıma. Hristiyanlardan sonra Şapel olarak kullanılan bu yapı Müslümanlar zamanında büyük toplantılar için ve mahkeme olarak kullanılıyormuş. Buradan Mersin Avlusu diye çevirebileceğimiz Patio de los Mortos bölümüne geçiliyor. Küçük gölet etrafındaki bitkiler nedeniyle bu isim verilmiş. İncecik kalem gibi sütunları izlemek büyük keyif.

Bir sonraki avlu ismini ortasındaki 12 aslanlı çeşmeden alan Aslanlı Avlu (Patio de los Leones). İşte en görkemli kısımlardan birisi burası. Sıra sıra dizilmiş sütunlar, sütun üstü ve tavan süslemeleri, mermeri iki boyutlu olmasına alıştığımız yüzeylerde üç boyutlu olarak kullanarak yaratılan ambians... Al Hamra Sarayı İslami sanatın doruk noktalarından biri olarak beliriyor karşımızda. Onlarca sütun olmasına rağmen bir hafiflik hissi veriyor ortam...

Sırada İki Kız Kardeş Salonu (Sala de las dos Hermanas) var. Bu kısmın tavanı da büyüleyici. Sarayın kadınlara has bu kısmına ismi zemindeki iki büyük mermer tabaka nedeniyle verilmiş. Ayrıca duvardaki süslemeler arasında görebileceğiniz Arapça yazı da Sultanın sünnet olan oğlu için yazılmış bir kaside. Buradan sonra mükemmel şehir manzarası olan içinde hamamı da barındıran kısım geliyor. Sarayı yaptıkları arazinin manzarasından da sonuna kadar faydalanmışlar.

Saraylardan çıktıktan sonra büyülenmiş gibiyim. Kendimi çıkıştaki bahçedeki banklardan birine atıp dinleniyorum bir süre. Stendhal Sendromu geçirmiyor da olsam bu kadar etkileyici bir yapı başımı döndürdü. Son kısımdaki Generalife Bahçeleri'ne kadar olan kısım da yeşilliklerden oluşuyor. Arada bir kilise, eski banyo kalıntıları, otel, kuleler ve sarayı çevreleyen duvarları geçiyorsunuz ve zamanında daha çok meyve bahçelerinden oluşan Generalife Bahçeleri'ne ulaşıyorsunuz. Aldığım komple bilet Nazari Sarayları, 5. Carlos Sarayı, Alcazaba ve bu kısmı içeriyor. Her bölüm için ayrı bilet de alabilirsiniz. Generalife Bahçeleri'ni görünce Müslümanların bu bölgeyi neden bu kadar sevdiğini anlıyorsunuz. Kuran'da cennet nasıl içinde ırmaklar akan, bahçeler yeşilliklerle dolu bir yer olarak geçiyorsa bu bölgeyi ele geçiren Müslümanlar da o dönem burayı cennet gibi görmüş olmalılar. Dağlardan gelen su, verimli yemyeşil topraklar, enfes bir doğa... Onlar da bu topraklara hakkını vermiş ve cennet gibi bir şehir yaratmışlar. Al Hamra İspanya'da görülmeyi en çok hakeden yerlerden biri. Bu arada Al Hamra Sarayı'nı gece de ziyaret edebilirsiniz. Yaklaşık 3 saatlik bir süreyi içeri girdikten sonra sarayda geçirmeye hazır olun, biletinizin hangi saate denk geleceğini de hesaba katarsak bir günün önemli bir kısmı bu Sarayı görmeye gidebilir.

Akşam için planım Flamenko izlemek. Flamenko izlemek için Le Chain Andalou isimli mekana geldim. Akşamüstü Al Hamra çıkışı  aldım akşam 22'deki gösteriye 10 €'luk bileti. (Mekan ismini Bunuel'le Dali'nin Endülüs Köpeği isimli meşhur kısa filminden alıyor merak edene). Gösteri yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Küçük bir mekan burası ama gösteri fena değildi.

Albayzin ve şehrin geri kalanı:

İkinci günümü şehir merkezine ve Albayzin kısmına ayırdım. Aslında kaldığım ev de Albayzin'de ve evden çıktıkça fırsat buldukça bu kısımda yürüme şansım olmuştu. Şehrin bu eski yerleşimi özellikle dar sokakları, eski evleri ve ummadığınız anda karşınıza çıkan meydanlarıyla dikkat çekiyor. Bu meydanlarda oturup Al Hamra'yı izlemek tıpkı Atina'da Akropol'ü izlemek gibi keyifli. Size 4 tane meydandan bahsedeyim de oralara kadar gitmişken şehrin tadını çıkarmaktan mahrum kalmayın.

Bu meydanların ilki San Nicolas Meydanı. Bu sevimli parkta günün hemen her saati oturup manzarayı izleyen, içen ya da müzik yapan insanlarla karşılaşabilirsiniz. Buranın Al Hamra manzarası şehrin en iyilerinden biri. Hemen alt tarafındaki kafe-restoranlarda oturarak da manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. (Mesela ben şimdi El Balcon San de Nicolas isimli mekandayım. Mekanın tek eksiği Wi-Fi'ın olmaması.)

İkinci meydan ilki kadar büyük değil ama o da çok keyifli bir meydan: Placeta de Carvajales. Burada keyif çatmak dışında meydanı arkanıza alıp sol tarafa devam ederek bulacağınız 4 Gatos isimli mekanda oturup bir şeyler içmenizi de tavsiye ederim. Wi-Fi'ı da var hem. Atıştırmalıkları da lezzetli.

Üçüncü önerim yine çok da büyük olmayan bir park: Huerto del Carlos. Burada da yanınızda getirdiğiniz içkinizi Al Hamra manzarasına karşı yudumlayabilirsiniz.

Son olarak biraz daha Albayzin'in öbür tarafında bir manzara noktası önerebilirim: San Cristobal. Buradan Granada'nın en uç noktalarına kadar panaromik fotoğraf çekmeniz mümkün.

Albayzin şehrin eski yerleşimi. Buradaki daracık sokaklarda özellikle akşam hava biraz serinleyince yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim. Öğlen saatlerinde sokaklarda hele ki arada merdiven çıkmak gerektiren Albayzin'de yürümeniz gerekirse siesta gibi bir kavramın neden olduğunu anlıyorsunuz. Öğlen 2'ye kadar direnebilirsiniz ama sonrasında güneş ve sıcak iyice mayıştırıyor. Bu gibi zamanlarda yukarıda saydığım mekanlarda mola vermek en iyisi.

Albayzin'in dar sokaklarında dolaşırken karşınıza bir çok sivil mimari eseri çıkacak. Zamanın önde gelenlerinin yaptırdıkları evler bunlar. Al Hamra Sarayı tarafında derenin yanında tarihi hamam ve Arkeoloji Müzesi yer alıyor. Gran Via de Colon'un öbür ucundaysa güzel bir park, Jardines del Triunfo sizi bekliyor.

Şehrin görece daha merkezi yerlerinde gezmek de çok keyifli. Granada Katedrali şehrin bu kısmında Gran Via de Colon'un öbür tarafında yer alıyor. Sokakların arasına serpiştirilmiş meydanlardan oluşan yapı burada da var. Mesela Plaza de Bib-Rambla etrafında kafeler olan güzel bir meydan. Bu meydanın etrafındaki kafelerde yerel lezzetler bulmanız da mümkün.

Biraz da genel bilgi:

- Otobüs Terminalinden şehir merkezine gelmek için SN1'e binebilirsiniz, otobüse binişte şoför 1.20 €'luk biletlerden satıyor.
- Triposo uygulaması size güzel bir offline harita sunacaktır onu da ihmal etmeyin.
- Ben konaklama için Airbnb'yi tercih ettim. Granada'da çok uygun fiyata güzel evler bulabilirsiniz. 
- Endülüs'ü gezerken "Endülüs'te Raks" şarkısını dinlemek keyifli oluyor tavsiye ederim. 

Fotoğraf Listesi:

1- Nazaries Sarayları içindeki avlulardan biri
2- Albayzin'deki Al Hamra manzaralı meydanlardan biri
3- Generalife Bahçeleri'nden bir kare
4- İnce işçiliğinin yanı sıra manzarasıyla da göz kamaştıran Al Hamra Sarayı'nın bir odasından
5- Carlos Sarayı'nın alt katı ve oval avlu
6- Le Chain Andalou'da izlediğim Flamenko dansından bir kare
7- Albayzin'in taş döşeli dar sokakları

Önerilen Sayfalar:

Lizbon - Fado'nun büyüsü
Beyrut'ta Gece ve Gündüz
Barcelona'da Gaudi'nin Peşinde Gezmek...
Şarm el Şeyh ve Kahire
Pembe Marakeş'te İki Gün
Fes'in Sarı Labirentleri ve Kısa Kazablanka Gezisi
İstanbul'da Erguvan Peşinde...
Bosna Hersek Gezimiz: Saraybosna ve Mostar
Tahran'da Bir Gün
* Malta
* Malaga





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder