Ben tatil deyince koşturmacayı, hiç durmadan gezmeyi, tatil bitiminde öncesinden daha yorgun olmayı tercih edenlerdenim. Bilimum sportif aktiviteler, görülmedik yer kalmamacasına yürüyerek geçen saatler, saatlerce içerek ve dans ederek geçirilen geceler... Tatil sırasında bu koşturmacadan sıyrılabildiğim ender yerlerden birisidir Bursa. Başka hiç bir yer bana böylesine huzur dolu bir tatil sunmuyor. Size anlatacağım Bursa, Ahmet Hamdi Tanpınar'a zamanı sorgulatan Bursa. Bu gezi boyunca yanınıza okumak için Tanpınar'ın Beş Şehir'ini ve Sait Faik'in öykülerini almanızı tavsiye ederim. Gezi sırasındaki playlistinizde de mutlaka Zeki Müren'e yer verin. Bol bol oturup çayınızı, kahvenizi içeceğiniz şehrin ahengine dalıp saatlerinizi geçireceğiniz bir geziye başlıyoruz. Burda size güzergahları, ziyaret edilecek mekanları anlatırken bu mekanlarla ilgili detaylı bilgi vermektense huzur dolu ortamlarda bulunma zevkini anlatmayı tercih ettim. Yeri geldikçe de ilginizi çekecek linkler de verdim ki daha fazla bilgi arayanlar da mutlu olsun.
Bursa'da yapılacak bir geziye merkezden başlamak bana en doğrusu gibi geliyor. Ulucami'yi şehrin merkezi alırsak bu merkezden başlayıp kıyılara doğru yayılabiliriz. Dini inancınız ya da dinle bağınız her ne olursa olsun Bursa'daki İslami mimari sizi mistik zamanlara götürecek kadar başarılı örneklere sahiptir. Bunlardan ilki ve en görkemlisidir Ulu Cami. Camiinin en ilginç yönlerinden biri ortasında bulunan çeşmedir. Cami'nin içinde oturup o mistik havayı teneffüs ederek Bursa'nın ruhuna doğru olan yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Ulucamii'nin ardından önce Tophane'ye uğrayıp Orhan Gazi ve Osman Gazi'nin türbelerini, Saat kulesini ve Bursa Ovası'nın alabildiğine uzandığı manzarasını seyre koyulabilirsiniz. Tophane, çay molası için uygun bir yerdir hele ki panaromik Bursa manzarasını sevdiyseniz. Ama mola vermeyi Kapalı Çarşıda kaybolacağınız bir yürüyüşün ardına da bırakabilirsiniz. Kapalı Çarşının labirent gibi içiçe geçmiş koridorları boyunca uzanan dükkanlarının ardından kendinizi Koza Han'ın bahçesine atmalısınız. Burada ister Türk kahvesi için ister Uludağ Gazoz... İkisi de Koza Han'da bir başka tatlı geliyor insana. Eğer acıktıysanız size tavsiyem İskender Kebap'la karnınızı doyurmanız. Bunun için size önerebileceğim 3 mekan var. İskender ismi patentli bir isim olduğu için bu ismi 2 farklı dükkanın kullanmaya hakkı var. Biri kebabın mucidi Mehmet İskender'in soyunu devam ettiren Kebapçı İskender(1), diğeri de Cevat İskenderoğlu'nun varislerinin açtığı İskender(2). Bu iki mekan dışında bu işi iyi yaptığına inanılan üçüncü kebapçı da Uludağ Kebap'tır(3). Heykel'de olan ilk ikisinin aksine Uludağ Kebap kendisine Santral Garajı mekan tutmuştur. Benim favorimi soracak olursanız ikincisi derim. Masaların üstünde cam sürahilerde su ikram edilen, eski havasını koruyan bu mekan Tayyare Kültür Merkezi'nin hemen yanındadır. Kebapçı İskender'i de Sönmez İş Sarayı'nın hemen arkasındaki tarihi mekanında bulabilirsiniz. İskender Kebap yiyecek kadar aç olmayanlar Bursa'ya has Cantık yiyebilirler. Genellikle mevlütlerde dağıtılan küçük bir pide çeşidi olan cantığı en güzel kıyıda köşede kalmış esnaf pide salonları yapar. Eskiden sadece kıymalısı bulunurdu cantığın şimdi kaşarlısı kuşbaşılısı da bulunuyor.
Yemekten sonra çay ya da kahve içecek bir yer arıyorsanız Setbaşı'na doğru yürüyüşe devam etmelisiniz. Setbaşı Deresi'nin yanındaki tarihi Mahfel Cafe'de verilecek mola sırasında keşke elinizde Bursalı bir yazarın kaleme aldığı "Mahfelden İnsan Manzaraları" kitabı olsa da zamanında buralarda yaşamış çoğu Mahfel'in müdavimi olan Bursalıları tanıma şansınız olsa... Çay molasının ardından rotamız Yeşil'e doğru devam ediyor. Önce Setbaşı Köprüsü'nden bakınca aşağı tarafta görülen Irgandı Köprüsünden geçer ardından Yeşil Camii ve Yeşil Türbe'ye doğru yürümeye devam edebilirsiniz. Yeşil Camii'nin girişindeki yeşil mozaiklere özellikle dikkat edin. Dünyanın en güzel yeşil tonlarından biridir o mozaikler.
Gezinin bu aşamasına kadar mola vermek konusunda pek hevesli davranmamış olanlar Yeşil'deki Yüce Hünkar'da çay molası verebilirler. Burasının manzarası Bursa'nın doğu yakasına bakar.
Camii ve Türbe görmeye doymamışsanız eğer daha fazlası için yola devam edip Emir Sultan'a uzanmalısınız. Zamanında yerlere döşenen ama şimdilerde kaybolmaya yüz tutan mavi ışıklar ve ok ucu şeklindeki kaldırım döşemeleri de size yolunuzu bulmak konusunda yardımcı olacaktır. Emir Sultan'ın ardından yolunuzu Yıldırım Külliyesine doğru aşağıya doğru çevirebilirsiniz. Aşağıya inmenin en kolay yolu Emir Sultan Mezarlığının arasındaki yoldan inmektir. İsteyenler bu mezarlıkta Zeki Müren'in mezarını arayıp bulabilirler. Yıldırım Külliyesi ardından taksiye, otobüse ya da bulabilirseniz Bursa'ya has taksi-dolmuşlara atlayıp Heykel'e geri dönün. Bursa Kent Müzesi, Atatürk Heykeli'nin hemen ardındadır (4). Bursa'yla ilgili envai çeşit bilgiyi çok güzel görseller ve yöresel ürünlerle sunan müze, müze gezmeyi sevmeyenleri bile cezbededebilecek bir anlayışla hayata geçirilmistir. Müzede Zeki Müren ve Müzeyyen Senar şarkıları çalan kiosklardan istediğiniz şarkıyı seçmeyi unutmayın.
Karnınızı doyurmak için Bursa'ya has bir seçenek de Meşhur Kayhan Pideli köftesidir. Kayhan'da bir çok yerde yiyebileceğiniz bu kebabın iskender'den farkı dönerin yerini köftenin alması ve daha bol soslu olmasıdır. Bir sonraki gğzergahımız Heykel'den devam edip Tophane'nin hemen alt tarafından Altıparmak boyunca uzanan yürüyüş yoluyla Muradiyeye kadar gitmek, Kültürpark'a girip dolaşmak ve ardından Kültürpark'ın batıdaki çıkışından Yeni Kaplıca'ya geçmek (5). Bu kaplıcanın kadınlar için olan kısmının adı Kaynarca'dır. Hijyen konusunda çok hassas olanlar Yeni Kaplıca yerine Eski Kaplıca'ya gidebilir (6). Çekirge meydanındaki, Kervansaray Otelleri'nin işlettiği Eski Kaplıca'nın giriş ücreti Yeni Kaplıca'nın iki misli ya da biraz daha fazlasıdır. Yeni Kaplıcanın yapılış tarihi 1555'e kadar uzanmaktadır. Eski Kaplıca ise 1200'lere kadar uzanan Bizans yapısı bir kaplıcanın kalıntıları üstüne kurulmuş Yeni Kaplıcaya nazaran tarihi çok daha eskilere uzanan bir yapıdır. Kaplıca keyfinin ardından güzel bir uyku sizi ertesi güne hazır hale getirecektir.
İkinci gün güne Hüdavendigar Camii'nin bahçesinde kahvaltı yaparak başlayabilirsiniz. Simitinizi yanınızda getirmeyi unutmayın ama. Bu bahçede yapılacak kahvaltının ardından otobüsle İnkaya Çınarına çıkabilir yüzlerce yıllık meşhur çınarın gölgesinde vakit geçirebilirsiniz. Dönüşte otobüsten Çekirge meydanında inerseniz yürüye yürüye Karagöz ve Hacivat heykelini, ardından yolunuzu Muradiyeye doğru çevirip Muradiye Külliyesini görebilirsiniz. Altıparmak'a ulaşınca Arap Şükrü sokağından geçip akşam balık yiyip içkinizi içebileceğiniz bir mekanı gözünüze kestirebilirsiniz. Bu arada Bursa'nın hala kullanımda olan tek sinagogun yanından geçeceğinizi de unutmayın. Hamamın hemen yanındaki beyaz bina sinogogdur.
Kitap ve sahaf meraklıları Sönmez İş Sarayı'nın en alt katında, eski eşya meraklıları Kayhan Çarşı'sında dolaşabilir, karnı acıkanlar meşhur Çiçek Izgara'da mola verebilirler. Tarihi Bursa surları ilginizi çekiyorsa Tophanenin arka sokaklarında kaybolacağınız bir geziyle hem eski surları hem de Pınarbaşı Parkı'nı bulabilirsiniz. Zamanında panayırlar düzenlenen bu park şimdilerde sessiz sakin yapısıyla huzurlu bir öğleden sonrası geçirmek isteyenlerin çayını kahvesini içebileceği bir yere dönüşmüştür. Bu arada tatlıseverler şehrin herhangi bir yerinde görebilecekleri Kafkas Pastanelerinden kestane şekeri ya da kestaneyle yapılan envai çeşit çikolatalı tatlılardan birini almayı unutmasınlar. Kestaneyle yapılan daha hafif bir tatlı isteyenler Nalbantoğlu'nun Postane tarafındaki girişine yakın yer alan Ülkü Pastanesinin kestaneli çöreklerini deneyebilirler. Tatlı hamur içine konmuş kestane ezmesinden yapılan bu tatlıları Koza Han'da Uludağ Gazoz eşliğinde yemek de çok lezzetli oluyor. Dönüşte Setbaşına doğru Bursanın yeni restore edilmiş kilisesini de görebilirsiniz.
Eğer Dolunay zamanındaysanız ve bulutsuz bir hava varsa Tophane'de Uludağ'ın zirvesini görebilen bir noktada yerinizi alın. Uludağ'ın zirvesinden dolunayın doğuşu büyüleyici bir görüntüdür. Haziran Temmuz aylarındaysanız Uluslararası Bursa Festivali'nde dünyaca ünlü yıldızların konserlerine denk gelebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Kültürpark içindeki Açık Hava Tiyatrosunda sizi güzel bir etkinlik bekliyor olabilir.
Şehrin dışına doğru taşma düşüncesi olanlar için şehrin batısındaki Apolyont Gölü'ne uğramalarını tavsiye ederim. Gölün bitişiğindeki Gölyazı Köyü'nde her sene sanat festivali de düzenleniyor. Eğer Ankara tarafına devam edecekseniz İnegöl yolu üzerinde sol taraftaki Barakfakih Köyü'ne sapıp kasaptan kendi seçtiğiniz etleri, sucukları ve köfteleri hemen sizin için pişirip servis yapan köy lokantasında güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Ya da İnegöl'e kadar sabrederseniz Besler Köftecisinde İnegöl Köftesinin en güzel örneklerinden birini tadabilir üstüne de tahinli kadayıf yiyebilirsiniz (7).
Vaktiniz varsa Bursa'da yapılacaklar listesine Cumalıkızık'ı ziyaret edip köyde dolaşmak ve gözleme yemek de eklenebilir. Ya da teleferikle Uludağ'a çıkabilirsiniz. Oylat'a gidip meşhur kaplıcalarında yıkanabilir temiz havası ve güzel doğasının tadını çıkarabilirsiniz. Keza Oylat yolundaki Türkiye'nin en büyük mağaralarından birini ziyaret edebilirsiniz. İznik'e uzanıp tarihi yapılarını görebilir göl kenarında oturabilirsiniz.
Bursa'da huzur turuna bunlar dışında da eklenebilecek bir çok şey çıkacaktır mutlaka, ya da siz geziniz sırasında bunların dışında bir çok şey keşfedebilirsiniz. Coğu kar değil bunun tabii... Önemli olan o huzuru hissetmek ve orada zamandan uzaklaşmak.
Şimdiden huzur dolu geziler dilerim...
Önerilen Sayfalar:
- İznik ve Yenişehir - Irgandı Köprüsü'nü İtalya'daki çarşılı köprülerle karşılaştıran Çarşılı Köprüler yazısı da ilginizi çekebilir.
- Gölyazı Köyü'nden de bahseden Üç Eki Rum Köyü yazısına da göz atmanızı öneririm.
Bahsi geçen mekanların Linkleri:
(1) http://www.kebapciiskender.com.tr/
(2) http://www.iskender.com.tr/
(3) http://www.uludagkebapcisi.biz/
(4) http://www.bursakentmuzesi.gov.tr/
(5) http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=8170053
(6) http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=10441449
(7) http://www.inegolkoftesi.com/tr/index.html
her türlü sorunuz için: dinceryazici79@gmail.com
Bursa'da yapılacak bir geziye merkezden başlamak bana en doğrusu gibi geliyor. Ulucami'yi şehrin merkezi alırsak bu merkezden başlayıp kıyılara doğru yayılabiliriz. Dini inancınız ya da dinle bağınız her ne olursa olsun Bursa'daki İslami mimari sizi mistik zamanlara götürecek kadar başarılı örneklere sahiptir. Bunlardan ilki ve en görkemlisidir Ulu Cami. Camiinin en ilginç yönlerinden biri ortasında bulunan çeşmedir. Cami'nin içinde oturup o mistik havayı teneffüs ederek Bursa'nın ruhuna doğru olan yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Ulucamii'nin ardından önce Tophane'ye uğrayıp Orhan Gazi ve Osman Gazi'nin türbelerini, Saat kulesini ve Bursa Ovası'nın alabildiğine uzandığı manzarasını seyre koyulabilirsiniz. Tophane, çay molası için uygun bir yerdir hele ki panaromik Bursa manzarasını sevdiyseniz. Ama mola vermeyi Kapalı Çarşıda kaybolacağınız bir yürüyüşün ardına da bırakabilirsiniz. Kapalı Çarşının labirent gibi içiçe geçmiş koridorları boyunca uzanan dükkanlarının ardından kendinizi Koza Han'ın bahçesine atmalısınız. Burada ister Türk kahvesi için ister Uludağ Gazoz... İkisi de Koza Han'da bir başka tatlı geliyor insana. Eğer acıktıysanız size tavsiyem İskender Kebap'la karnınızı doyurmanız. Bunun için size önerebileceğim 3 mekan var. İskender ismi patentli bir isim olduğu için bu ismi 2 farklı dükkanın kullanmaya hakkı var. Biri kebabın mucidi Mehmet İskender'in soyunu devam ettiren Kebapçı İskender(1), diğeri de Cevat İskenderoğlu'nun varislerinin açtığı İskender(2). Bu iki mekan dışında bu işi iyi yaptığına inanılan üçüncü kebapçı da Uludağ Kebap'tır(3). Heykel'de olan ilk ikisinin aksine Uludağ Kebap kendisine Santral Garajı mekan tutmuştur. Benim favorimi soracak olursanız ikincisi derim. Masaların üstünde cam sürahilerde su ikram edilen, eski havasını koruyan bu mekan Tayyare Kültür Merkezi'nin hemen yanındadır. Kebapçı İskender'i de Sönmez İş Sarayı'nın hemen arkasındaki tarihi mekanında bulabilirsiniz. İskender Kebap yiyecek kadar aç olmayanlar Bursa'ya has Cantık yiyebilirler. Genellikle mevlütlerde dağıtılan küçük bir pide çeşidi olan cantığı en güzel kıyıda köşede kalmış esnaf pide salonları yapar. Eskiden sadece kıymalısı bulunurdu cantığın şimdi kaşarlısı kuşbaşılısı da bulunuyor.
Yemekten sonra çay ya da kahve içecek bir yer arıyorsanız Setbaşı'na doğru yürüyüşe devam etmelisiniz. Setbaşı Deresi'nin yanındaki tarihi Mahfel Cafe'de verilecek mola sırasında keşke elinizde Bursalı bir yazarın kaleme aldığı "Mahfelden İnsan Manzaraları" kitabı olsa da zamanında buralarda yaşamış çoğu Mahfel'in müdavimi olan Bursalıları tanıma şansınız olsa... Çay molasının ardından rotamız Yeşil'e doğru devam ediyor. Önce Setbaşı Köprüsü'nden bakınca aşağı tarafta görülen Irgandı Köprüsünden geçer ardından Yeşil Camii ve Yeşil Türbe'ye doğru yürümeye devam edebilirsiniz. Yeşil Camii'nin girişindeki yeşil mozaiklere özellikle dikkat edin. Dünyanın en güzel yeşil tonlarından biridir o mozaikler.
Gezinin bu aşamasına kadar mola vermek konusunda pek hevesli davranmamış olanlar Yeşil'deki Yüce Hünkar'da çay molası verebilirler. Burasının manzarası Bursa'nın doğu yakasına bakar.
Camii ve Türbe görmeye doymamışsanız eğer daha fazlası için yola devam edip Emir Sultan'a uzanmalısınız. Zamanında yerlere döşenen ama şimdilerde kaybolmaya yüz tutan mavi ışıklar ve ok ucu şeklindeki kaldırım döşemeleri de size yolunuzu bulmak konusunda yardımcı olacaktır. Emir Sultan'ın ardından yolunuzu Yıldırım Külliyesine doğru aşağıya doğru çevirebilirsiniz. Aşağıya inmenin en kolay yolu Emir Sultan Mezarlığının arasındaki yoldan inmektir. İsteyenler bu mezarlıkta Zeki Müren'in mezarını arayıp bulabilirler. Yıldırım Külliyesi ardından taksiye, otobüse ya da bulabilirseniz Bursa'ya has taksi-dolmuşlara atlayıp Heykel'e geri dönün. Bursa Kent Müzesi, Atatürk Heykeli'nin hemen ardındadır (4). Bursa'yla ilgili envai çeşit bilgiyi çok güzel görseller ve yöresel ürünlerle sunan müze, müze gezmeyi sevmeyenleri bile cezbededebilecek bir anlayışla hayata geçirilmistir. Müzede Zeki Müren ve Müzeyyen Senar şarkıları çalan kiosklardan istediğiniz şarkıyı seçmeyi unutmayın.
Karnınızı doyurmak için Bursa'ya has bir seçenek de Meşhur Kayhan Pideli köftesidir. Kayhan'da bir çok yerde yiyebileceğiniz bu kebabın iskender'den farkı dönerin yerini köftenin alması ve daha bol soslu olmasıdır. Bir sonraki gğzergahımız Heykel'den devam edip Tophane'nin hemen alt tarafından Altıparmak boyunca uzanan yürüyüş yoluyla Muradiyeye kadar gitmek, Kültürpark'a girip dolaşmak ve ardından Kültürpark'ın batıdaki çıkışından Yeni Kaplıca'ya geçmek (5). Bu kaplıcanın kadınlar için olan kısmının adı Kaynarca'dır. Hijyen konusunda çok hassas olanlar Yeni Kaplıca yerine Eski Kaplıca'ya gidebilir (6). Çekirge meydanındaki, Kervansaray Otelleri'nin işlettiği Eski Kaplıca'nın giriş ücreti Yeni Kaplıca'nın iki misli ya da biraz daha fazlasıdır. Yeni Kaplıcanın yapılış tarihi 1555'e kadar uzanmaktadır. Eski Kaplıca ise 1200'lere kadar uzanan Bizans yapısı bir kaplıcanın kalıntıları üstüne kurulmuş Yeni Kaplıcaya nazaran tarihi çok daha eskilere uzanan bir yapıdır. Kaplıca keyfinin ardından güzel bir uyku sizi ertesi güne hazır hale getirecektir.
İkinci gün güne Hüdavendigar Camii'nin bahçesinde kahvaltı yaparak başlayabilirsiniz. Simitinizi yanınızda getirmeyi unutmayın ama. Bu bahçede yapılacak kahvaltının ardından otobüsle İnkaya Çınarına çıkabilir yüzlerce yıllık meşhur çınarın gölgesinde vakit geçirebilirsiniz. Dönüşte otobüsten Çekirge meydanında inerseniz yürüye yürüye Karagöz ve Hacivat heykelini, ardından yolunuzu Muradiyeye doğru çevirip Muradiye Külliyesini görebilirsiniz. Altıparmak'a ulaşınca Arap Şükrü sokağından geçip akşam balık yiyip içkinizi içebileceğiniz bir mekanı gözünüze kestirebilirsiniz. Bu arada Bursa'nın hala kullanımda olan tek sinagogun yanından geçeceğinizi de unutmayın. Hamamın hemen yanındaki beyaz bina sinogogdur.
Kitap ve sahaf meraklıları Sönmez İş Sarayı'nın en alt katında, eski eşya meraklıları Kayhan Çarşı'sında dolaşabilir, karnı acıkanlar meşhur Çiçek Izgara'da mola verebilirler. Tarihi Bursa surları ilginizi çekiyorsa Tophanenin arka sokaklarında kaybolacağınız bir geziyle hem eski surları hem de Pınarbaşı Parkı'nı bulabilirsiniz. Zamanında panayırlar düzenlenen bu park şimdilerde sessiz sakin yapısıyla huzurlu bir öğleden sonrası geçirmek isteyenlerin çayını kahvesini içebileceği bir yere dönüşmüştür. Bu arada tatlıseverler şehrin herhangi bir yerinde görebilecekleri Kafkas Pastanelerinden kestane şekeri ya da kestaneyle yapılan envai çeşit çikolatalı tatlılardan birini almayı unutmasınlar. Kestaneyle yapılan daha hafif bir tatlı isteyenler Nalbantoğlu'nun Postane tarafındaki girişine yakın yer alan Ülkü Pastanesinin kestaneli çöreklerini deneyebilirler. Tatlı hamur içine konmuş kestane ezmesinden yapılan bu tatlıları Koza Han'da Uludağ Gazoz eşliğinde yemek de çok lezzetli oluyor. Dönüşte Setbaşına doğru Bursanın yeni restore edilmiş kilisesini de görebilirsiniz.
Eğer Dolunay zamanındaysanız ve bulutsuz bir hava varsa Tophane'de Uludağ'ın zirvesini görebilen bir noktada yerinizi alın. Uludağ'ın zirvesinden dolunayın doğuşu büyüleyici bir görüntüdür. Haziran Temmuz aylarındaysanız Uluslararası Bursa Festivali'nde dünyaca ünlü yıldızların konserlerine denk gelebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Kültürpark içindeki Açık Hava Tiyatrosunda sizi güzel bir etkinlik bekliyor olabilir.
Şehrin dışına doğru taşma düşüncesi olanlar için şehrin batısındaki Apolyont Gölü'ne uğramalarını tavsiye ederim. Gölün bitişiğindeki Gölyazı Köyü'nde her sene sanat festivali de düzenleniyor. Eğer Ankara tarafına devam edecekseniz İnegöl yolu üzerinde sol taraftaki Barakfakih Köyü'ne sapıp kasaptan kendi seçtiğiniz etleri, sucukları ve köfteleri hemen sizin için pişirip servis yapan köy lokantasında güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Ya da İnegöl'e kadar sabrederseniz Besler Köftecisinde İnegöl Köftesinin en güzel örneklerinden birini tadabilir üstüne de tahinli kadayıf yiyebilirsiniz (7).
Vaktiniz varsa Bursa'da yapılacaklar listesine Cumalıkızık'ı ziyaret edip köyde dolaşmak ve gözleme yemek de eklenebilir. Ya da teleferikle Uludağ'a çıkabilirsiniz. Oylat'a gidip meşhur kaplıcalarında yıkanabilir temiz havası ve güzel doğasının tadını çıkarabilirsiniz. Keza Oylat yolundaki Türkiye'nin en büyük mağaralarından birini ziyaret edebilirsiniz. İznik'e uzanıp tarihi yapılarını görebilir göl kenarında oturabilirsiniz.
Bursa'da huzur turuna bunlar dışında da eklenebilecek bir çok şey çıkacaktır mutlaka, ya da siz geziniz sırasında bunların dışında bir çok şey keşfedebilirsiniz. Coğu kar değil bunun tabii... Önemli olan o huzuru hissetmek ve orada zamandan uzaklaşmak.
Şimdiden huzur dolu geziler dilerim...
Önerilen Sayfalar:
- İznik ve Yenişehir - Irgandı Köprüsü'nü İtalya'daki çarşılı köprülerle karşılaştıran Çarşılı Köprüler yazısı da ilginizi çekebilir.
- Gölyazı Köyü'nden de bahseden Üç Eki Rum Köyü yazısına da göz atmanızı öneririm.
Bahsi geçen mekanların Linkleri:
(1) http://www.kebapciiskender.com.tr/
(2) http://www.iskender.com.tr/
(3) http://www.uludagkebapcisi.biz/
(4) http://www.bursakentmuzesi.gov.tr/
(5) http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=8170053
(6) http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=10441449
(7) http://www.inegolkoftesi.com/tr/index.html
her türlü sorunuz için: dinceryazici79@gmail.com
Bursalı olduğum halde yazıyı okumak istedim. Sahiden çok güzel anlatmışsınız, tebrik ederim. Kozahan... Dünya üzerinde başka hiçbir yerde orada olduğum kadar huzurlu olamam.
YanıtlaSil