4 Ocak 2013 Cuma

Pembe Marakeş'te İki Gün


Beş günlüğüne Fas'tayız. Gezimizi iki gün Marakeş iki gün Fes ve son gün Kazablanka olarak planladık. Kasım ayı itibariyle İstanbul'dan Fas'ın bir tek Kazablanka şehrine tarifeli seferler var. O yüzden Kazablanka'dan trenle geçeceğiz diğer şehirlere.

Gece 00:25'te Sabiha Gökçen'den kalkan Air Arabia uçağıyla 4 saatte ulaşıyoruz Kazablanka'ya. Gece Fas saatiyle 4 gibi havalimanında pasaport kontrolünden geçip ülkeye girdik. Hemen döviz gişesinde para bozduruyoruz. Kasım 2012 kurlarına göre 4.8 dirhem yaklaşık 1 TL. Euro Dolardan daha geçerli bir para birimi burada. O yüzden tavsiyem Euro alıp da gelmeniz ama dolar da iş görüyor. Havaalanında yiyip içmek ne ucuz ne çok pahalı.

Şehre, yani Casa Voyegiers'e trenle ulaşmak kişi başı 40 dirhem. Biz doğrudan Marakeş'e geçeceğiz o yüzden 6'daki trene biniyoruz ve yarım saat 3 durak sonra iniyoruz. Marakeş'e 6:50'de tren var, kredi kartı geçerli ve ücret kişi başı 80 Dirhem. 3 saat sürüyor yol ve son durak Marakeş'te iniyoruz.

Otelimiz (Amour de Riad) Jamaa el Fina'ya çok yakın. Gardan yaklaşık 45 dakikalık bir yürüyüşle, sora sora varıyoruz bu merkezdeki meydana. Gardan Jamaa el Fina'ya yürüyerek ulaşmak isteyenler gardan çıkınca ikinci sola doğru gidip Muhammed V Bulvarı'nı bulup (Shell benzin istasyonundan sağa döneceksiniz) o bulvar boyunca dümdüz giderek meydana ulaşabilirler. Ardından da otelimizdeyiz. Kahvaltı dahil iki kişilik oda iki geceliğine 95 TL. Odamızın avluya bakıyor camı ve odada banyomuz var. Otelimiz Riad denilen eski evden restore edilmiş otellerden. Biraz karanlık ve eski ama memnunuz odamızdan. İnternet de var ama havlu vermiyorlarmış, banyo da arada tıkanıyor. Yine de bu fiyata bu kadar merkezi yer için fiyat çok uygun. Zaten Fas'ta zaman yıllar önce durmuş gibi...


Acıktık. Otelden aldığımız tarifle meydandaki Restaurant Toubkal'i buluyoruz. Fas genel olarak ucuz. Burası daha da bir ucuz sanki, ilk Tajinimizi 6 TL (30 Dirhem) gibi bir fiyata yiyoruz. Bizim güveç benzeri bir şey bu tajin. Artık ne sipariş verdiyseniz ona uygun malzemelerle pişiriliyor. Misal ben Ground beef dedim üzerine yumurta kırılmış köfte geldi. İçecek olarak Almond Milk enteresan geldi bana. Bademi sütün içinde blenderda ufalamışlar gibi. Muzlu süt de sevenleri için taze ve lezzetli.

Artık sokaklarına dalabiliriz Marakeş'in. Souks denilen çarşıları tam bir labirent gibi. Kıyafet, cam, metal ve tahta işler bulabilirsiniz. Pazarlık şart, yeteneğinize göre söylenenin %30-50'sine kadar indirim yaptırabilirsiniz ama sakın unutmayın her zaman daha ucuza satan başka bir yer de vardır. O yüzden bi fiyat belirleyin kafanızda ve o fiyata alabilirseniz alın. Sonra da daha fazla soruşturmayın.

Saatlerce dolaşıyoruz çarşıda... Yüzlerce dükkan, onlarca sokak, geçit, cadde arasında sadece insan kalabalığı değil motorsiklet ve bisikletliler de vızır vızır dolaşıyor etrafta. Bu trafikte sürekli birileri yaralanmalı gibi sanki ama maaşallah hiç kaza görmedim.

Jamaa El Fina meydanı eski şehrin merkezi ve yolumuz hep oradan geçiyor. Bu koca meydanda sabah kobra yılanı ve maymun oynatanlar zurnalar eşliğinde başlatıyorlar eğlenceyi. Çok ucuza portakal suyu satanlar ve hediyelik eşya satıcıları onlara eşlik ediyor. Saatler ilerledikçe yemek standları kurulmaya başlıyor. Yerel yemekler ve kızartmalar tüm meydanı duman altında bırakırken salyangoz satıcılarını da bir köşede görmeye başlıyorsunuz. Merak edenlere tarif etmem istenirse, kürdanla yeniyor, tadı midye gibi, tuzlu ve antenlerine bakmazsanız daha kolay yiyebilirsiniz. Bu arada hayvan oynatıcıları meydanı terk etti çalgı-çengi takımı meydanda yerini aldı bile. Afrika ritmleri meydanı kaplarken köçekler dans ediyor çalgıcılar hikayelerle halkı güldürüyor, bir cüce dansıyla izleyicilerini eğlendiriyor ve sonuçta bir panayır havası kaplıyor her yeri.

Uykusuzuz, erkenden yatıyoruz yemeğin üstüne. Bu arada kuskus bir garip geldi bana... Pek hoşlanmadım belirteyim. Ama moroccon soup fena değil. Aksamları satılmaya başlayan soğanlı gözleme de güzeldi. Hamur işleri idare eder, sütlü kahve lezzetli ve bardakta üç kat görünümü çok hoş, portakal suyu çok ucuz ve taze, nane çayı şekerli ve Arap çöllerinin havasını taşıyor içinde...

Sabah erkenden başlıyoruz şehrin tarihi yerlerini ziyaret etmeye. Koutoubia Camii ilk hedefimiz. Fas'ta minareler köşeli, o yüzden cami gördüğünüzde ilk başta anlamayabilirsiniz bunun cami olduğunu. Bir de Turkiye'de ezanın makamlı okunmasına alıştığımızdan burada bağıra bağıra okunan ezan çok kulak tırmalıyor. Dövecekmiş gibi çıkıyor muezzinin sesi... Bizde olsa kesin dayak yer bu üslupla.

Sonra surlarını leyleklerin beklediği Palais el Badi'nin kalıntılarını ziyaret ediyoruz. Giriş 10 Dirhem. İçeride pek bir şey yok sadece kalıntılar. Ayrıca Koutoubia Camii için bir 10 Dirhem daha istiyorlar ki o kısmı es geçin bence, sadece bir oda var çünkü.Ardindan Bahia Sarayı'na geçiyoruz. Sadece yarısı açık olan bu sarayın işlemeleri ve süslemeleri çok etkileyici.

Ve yeniden ara sokaklar, çarşılar arasında kaybola kaybola meydandayız. Marakeş'te harita kullanmak imkansız gibi bir şey. Sürekli kaybolduk biz... Ve kaybolmuşken Koubba Ba'Adiyn'i Mellah denilen eski Yahudi Mahallesini envai çeşit çarşıyı bulduk durduk. İki günde ne kadar gezilirse gezdik bu karmaşık eski zaman şehrini... Sonra bi dışarıya çıktık Medina'dan ve surların dışındaki şehri turladık biraz da. Saatlerce yürüdük bu her binası pembe-güş kurusu tonlarındaki şehirde. Başka bir renk yok hiç dış yüzeyde ve bu pembe, şehri daha da etkileyici yapıyor. Ayrıca kurumuş ağaçları totem gibi oyarak yaptıkları heykeller de çok hoş olmuş...


Ve gece karanlığında bir daha girmeye kalktık çarşıya ama sadece dükkanlar değil sokaklar arasında geçiş sağlayan çarşılar da kapanmış. Zar zor yarım saatte çıkıyoruz yeniden meydana. Labirent nedir merak edenlere tavsiye ederim... Ama dikkatli olun, hafif tırsmadım desem yalan olur.

Sabah olmadan kalkıp 5 trenini yakalıyoruz Fes'e doğru. Bakalım Fes nasıl bir yer çıkacak?


En İyi 5:

- Jamaa el Fina'nın o panayırımsı ortamı
- Gündüz ayrı gece ayrı labirentimsi rengarenk çarşılar
- Pespembe Marakeş sokakları
- Salyangozun tadı nasıl bilir misiniz?
- Siyah Cellabe... Cizvit Papazı gibi dolaşmak isteyenler için birebir.

Fotoğraf Listesi:

1- Pembe Marakeş sokaklarında bakınırken...
2- Tezgahlardan yükselen dumanlar arasında gece gece Jamaa el Fina
3- Müslüman mahallesinde satılmak üzereyken ele geçirilmiş salyangoz
4- Koutoubia Camii
5- Palais el Badi'nin kalıntıları ve kalıntıları bekleyen leylekler
6- Totem haline getirilmiş kuru ağaçlar

Önerilen Sayfalar:

- Malaga
Granada ve Al Hamra Sarayı - Avrupa'nın Batısında İslam Şaheseri
Fes'in Sarı Labirentleri ve Kısa Kazablanka Gezisi
Goree Adası - Dakar
Barcelona'da Gaudi'nin peşinde gezmek...
Şarm el Şeyh ve Kahire
Dakar'da Ngor Adası, Pembe Göl ve Afrika'nın Rönesansı Anıtı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder