20 Mayıs 2013 Pazartesi

Erzurum


Günübirlik geldim yine Erzurum'a. Daha önceki iki gelişimden de biraz bilgi sahibiyim şehirle ilgili ama görmediğim bir dolu yeri bu sefer gezeceğim. Taksiyle şehre iniyorum otelden; bu sefer Polat Renaissance'ta konakliıoruz. Otelin ne yazik ki servisi yok şehre ki dağın başındaki bi otel için büyük bi eksiklik. Erzurum'da taksi ücretleri diğer şehirlere göre biraz pahalı, gezi planınızı yaparken bunu da gözönünde bulundurun.

Önce karnımı doyurmak için Gel-Gör Cağ Kebapçısı'na gidiyorum. Daha önceki gelişlerimde Koç'ta ve Muammer Usta'nın Terminalin o taraflarda açtığı yeni yerde yemiştim. Meşhur Cağ Kebapçılarından bir tek Gel-Gör kaldı denemediğim. Koç'un kebabı gayet lezzetliydi, aslen tatlıcı
olan Muammer Usta ise artık etine güvenmediğinden mi bilmem basmıştı yoğun baharatı cağ kebabına, etin tadı tam alınamıyordu. Gel-Gör'deki cağ kebabı fena değil ama favorim kesinlikle Koç. Koç'taki muamele ve servisde çok daha iyiydi Gel-Gör'den. Cağ kebabı siz dur diyene kadar masanızagelen, şişe dizilmiş etten oluşuyor. Dönere boylamasına şiş sokup kestiklerini düşünün öyle bir şey. Bu sefer beş tane yedim ve fazla geldi. Benim gibi birine 4 şiş yeter sanırım. Cağ kebabının üstüne kadayıf dolması da yiyorum. O da çok lezzetli hele ki benim gibi şerbetli tatlıları seviyorsanız...

Yemek faslının üstüne şehrin merkezi olan Cumhuriyet Caddesi'ne doğru yürüyorum. Yolda Taşhan var. Oltutaşından yapılmış envai çeşit ürünü burada bulabilirsiniz. Tespih meraklısı tanıdıklarınıza hediye de alabilirsiniz.

Cumhuriyet Caddesine çıkınca hemen sağda Yakubiye Medresesi'ni göreceksiniz. Değişik minaresi ve oymalı kapısı görülmeye değer. Eğer cadde boyunca bu sefer sola doğru ilerlerseniz kümbetler ve camilerle karşılaşacaksınız. Türbe misali mezarlar olarak düşünebileceğiniz kümbetler bence Erzurum'da görebileceğiniz en ilginç yapıları oluşturuyor. Hele Üç Kümbetler'in yer aldığı bahçenin mistik havası beni çok etkiledi. Cadde üzerindeki Ulu Camii alçak tavanıyla ulu bir camiden ziyade büyük bir konağı andırıyor. Bursa'daki Ulu Camii'yi anımsatan ismi yüzünden bu hayal kırıklığını yaşamışımdır belki de kimbilir... Çifte Minareli Medrese ben gittiğimde restorasyondaydı. Üç Kümbetler'le beraber bu alanı yenileyip turizme açacakmış belediye, istimlak çalışmaları da devam ediyormuş. Umarım sonuçta güzel bir şey çıkar ortaya... Üç Kümbetler'in arkasında bir tane daha kümbet var görebileceğiniz.

Geri dönüp karşıya geçerseniz Erzurum Kalesi'ni görebilirsiniz. Kalenin içinde bir medrese ve sonradan eklenmiş saatle saat kulesine dönüşmüş bir minare mevcut. Saat kulesine tırmanma şansınız da var aşırı klostrofobik değilseniz. Hasankeyf'teki minareden de Barcelona'daki Sagra da Familia'nın kubbelerinden de çok daha az ürkütücü burası... Ama durmaksızın yükselen merdivenlerden oluşuyor bu kubbe de. Yukarıda manzara güzel, dört taraftan şehri görebilirsiniz.

Erzurum'a gelmişken eski bir sokağı yenileyip cafe-restorana dönüştürdükleri Erzurum Evleri'nde oturmayı da ihmal etmeyin. Müze gibi, eski eşyaların da sergilendiği bu mekana gidince eskiden Erzurum'da evler nasılmış sormayı da unutmayın. Evlerin, odaların yapısıyla ilgili duyacaklarınızın ilginizi çekeceğine eminim. Erzurum'a gelince. Tortum Şelalesi'ni de görmeyi tavsiye ediyorlardı ama şehre 120 km mesafedeki bu şelaleyi de başka bir boş vaktimde ziyaret ederim artık.

Fotoğraf Listesi:

1- Üç Kümbetler etrafında oyun oynayan çocuklar
2- Erzurum Kalesi
3- Üç Kümbetler
4- Saat Kulesinden Erzurum
5- Oltu taşından yüzükler

Önerilen Sayfalar: 

Meke Gölü ve Konya'nın Obrukları
Sümela Manastırı
Mardin - Hasankeyf
Trabzon Uzungöl
Hatay'ın lezzetleri
Gaziantep'te günübirlik yeme-içme-gezme
Trabzon Merkez ve Ayder

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder